Yaz aylarında İstanbulluların dinlenmek ya da denize girmek için ilk tercih ettiği yer olan Büyükada, son günlerde büyük bir çöp sorunu yaşıyor. Her tatilden sonra arkalarında adeta bir çöp dağı bırakan misafirlere mesaj vermek için geçen hafta temizlik yapan Adalılar 300 torba çöp ile ‘Utanın’ yazmıştı. CHP Adalar İlçe Başkanı Ercan Akpolat’ın çağrısı üzerine buluşan Adalılar sadece ana cadde kenarları ve orman alanı başlangıçlarından 2 tona yakın çöp toplamıştı. Orman içinde ve özellikle Ay. Yorgi Kilisesi civarında büyük çöp öbekleri olduğunu belirleyen Adalılar yine harekete geçti. Sağlık, para, aşk, çocuk, evlilik ya da iş gibi dilekleri için uzun ipleri koparmadan Ay. Yorgi’ye çıkarmak için çabalayanlar, arkalarında doğaya zarar veren katı atıklar bırakıyor.
Azap Yokuşu’nun Sonunda Bırakılanlar Doğaya Azap Veriyor
Büyük Tur Yolu’nu geçerek ‘Azap Yokuşu’ olarak adlandırılan yokuşta konuşmadan yürüyen vatandaşlar, 1751 yılında inşa edilen manastıra 1905 yılında yapılan Ay. Yorgi Kilisesi’ne ulaştıklarında kullandıkları ipleri geri toplamıyor. Ağaçlara çeşitli renklerde ipler, çaputlar ya da bez parçaları bağlayan vatandaşların oluşturduğu çevre kirliliği kimi zaman çalıkuşu canlıların ölümüne bile neden oluyor. Hem orman içindeki çöplerin toplanması hem de kilise çevresinde ağaçlara takılan çaputların temizlenmesi için bu kez Adalar Kaymakamlığı, Adalar Orman İşletme Şefliği, Adalar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve gönüllü Adalılar hep birlikte çabaladı. Ay. Yorgi’ye çıkan Büyük Tur Yolu’nun yanı sıra orman içi yangın yollarını kontrol eden vatandaşlar ve yetkililer atılan ya da asıldıkları ağaçlardan rüzgarla savrulan peçete, maske, çaput, ip gibi atıkları topladı. Dilek için ağaçlara asılan çaput ve bezler kadar naylon torbalar, pet şişeler ve plastik atıklarda toplanarak doğaya karışmadan geri dönüşüme ayrıldı. Adalar Orman İşletme Şefi Suzan Çelik’te bölgenin temizlenmesi için çok uğraşan isimlerden biriydi.
Şaman geleneği ile doğa kirletiliyor
Kilometrelerce uzunlukta ipleri ve bir şaman geleneği olan ağaçlardaki çaputları toplayan Adalılar, Hıristiyanlıkta olmayan bu davranışın doğaya büyük zarar verdiğini belirtti. 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinin Ay. Yorgi Kilisesi’nin kutsal günleri olduğunu belirten Ercan Akpolat, “Bu ipler ve çaputlar tehlikeli bir atığa dönüşüyor. Küçük çalıkuşları iplerin arasından geçerken takılıyorlar ve sarkık vaziyette hareketsiz kaldıkları için kısa süre içinde ölüyorlar. Yani dinde yeri olmayan bir söylenti doğaya, ekosisteme ve Büyükada’ya büyük zarar veriyor. 23 Nisan’da küresel koronovirüs pandemisi ile yoğunluk yaşanmadı. Ama 24 Eylül’de Hz. İsa’nın havarisi Paulus’un yaydığı yeni dine kendini adayan ve defalarca öldürülmeye çalışılsa da mucize sonucu kurtulan Aya Thekla’nın anılması sırasında yine büyük kalabalık yaşanacak. Aya Yorgi’nin geçmişinde olmayan bu davranışın engellenmesi gerekli” dedi.
“Doğrusu sessizce ve emekleyerek yokuşu çıkmaktır”
Geçmişte, Ay. Yorgi Kilisesi’ne dilek tutmak için gelen Rum kadınların sadece sessizce ve dizlerin üzerinde emekleyerek yokuşu çıktığı öğrenildi. Çul, çaput, ip ya da en komiği yüz maskesi bağlamanın kilise geleneğinde olmadığını belirten Akpolat, “Son dönemde ortaya atılan bu davranış doğanın en büyük düşmanı. Hem ağaçlardan hem orman içlerinden topladıklarımızla yine ‘Utanın’ yazarak arkalarında çöp dağı bırakanlara mesaj vermek istedik” diye konuştu.