8 yaşındaki E.B.D’nin sol el yüzük parmağındaki son boğumu koparan balon balığını akrabalarıyla birlikte gördüğünü söyleyen baba Bahadır Dev, “Kızımın dizine kadar gelen suda ısırdı ve ayaklarımın dibinde dolaşıp gitti.” dedi. Küçük kızın ailesi ve uzmanlar zararlı türler hakkındaki uyarıların dikkate alınmasını istedi.

Kızıldeniz, Hint ve Pasifik Okyanus’larında yaşamasına rağmen küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle Süveyş kanalı üzerinden kıyılarımıza kadar gelen göçmen türlerin tehlikeleri her geçen gün artıyor. Lesepsiyen balık türleri olarak adlandırılan canlılardan en az 100 adedi Akdeniz’de yaşamaya devam ederken 60’dan fazlası kıyılarımızda görülüyor. Zehirli dikenleriyle bilinen aslan balığı gibi sahillerimizde sık görülen ve keskin dişleriyle balıkçı ağlarına zarar veren benekli balon balıklarının insanlara saldırmaları çok rastlanılmıyor. Son 5 yıldır Akdeniz kıyılarımızda balon balığının insanlara yönelik tehditleriyle ilgili pek çok haber çıkarken, kayıtlara geçen ilk saldırı Mersin Anamur’da meydana geldi. Ailesiyle birlikte memleketi Anamur’un Kaledran köyüne giden 8 yaşındaki E.B.D’nin sol el yüzük parmağının son boğumunun bu balık tarafından kopartıldığı öğrenildi.

Ağustos ayında meydana gelen olay sırasında küçük kızın tek başına denizde olduğu belirlendi. Kaledran sahilinde denize girerken acı içinde bağıran küçük kızın yanına giden baba Bahadır Dev’in balon balığını gördüğü öğrenildi. Parmağındaki kopmayı gördükten sonra 8 yaşındaki kız çocuğunu hemen hastaneye götürdüklerini söyleyen Dev yaşadıklarını Deniz Kartalı’na anlattı. Dev, “İki çocuğum ve eşimle yıllık izin için memleketimize gittik. Yaz ortasıydı ve sahil çok kalabalıktı. Kızımla bir süre beraber yüzdükten sonra ben kıyıya çıktım. Su derin değildi kızımın beline ancak geliyordu. Sadece 30 saniye tek başınaydı. Bağırdığını duyunca yayına koştum ve parmağını gördüm” dedi.

“Ayaklarımın dibinde yüzüyordu”

Dev, “ Parmağının kopuk olduğunu gördüğüm anda suya baktım ve çok defa fotoğrafını gördüğüm balon balığının ayaklarımın dibinde olduğunu fark ettim. Çok zararlı ve tehlikeli olmasına rağmen yakalanıp atıldığını biliyordum. O sırada yardıma gelen akrabalarım da balığı gördü. Kopan parçanın bulunması için deniz gözlüğüyle aramalarını isteyerek kızımı hastaneye götürdüm. Bir baba olarak çok üzgünüm, telafisi olmayan bir şeyle karşılaştım. Köyümüzün kıyısında yaşadık bu olayı. Kızım acı hissetmediğini ama artık denize girmeyeceğini söylüyor. Psikolojik etkisini atmamız çok güç olacak. Tüm anne babalar çok dikkatli olmalı ve uyarıları dikkate almalı” dedi.

Psikolojik etkisi atlatılmalı

Küçük kızı olaydan bir süre sonra muayene eden Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Yönetim Kurulu üyesi, Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selin Gamze Sümen ise, “Isırığa bağlı gelişen kopmanın çok hızlı ve ani olduğu anlaşılıyor. Bu türün biyolojisindeki bu özellik dikkat çekici. Yara yerinin iyileşmesi zaman alıyor. Psikolojik açıdan da destek verilmeli ve olayın etkisini atlatması için çaba gösterilmeli. Özellikle yaz aylarında denize girenler deniz canlıları ve ortam koşulları ile ilgili uyarıları dikkate almalı ve çocuklarını korumalıdırlar. Canlıların meraktan ve korku nedeniyle bu tür saldırgan davranışları sağlık açısından da önlem almamızı gerektiriyor” dedi.

İstilasına karşı etkin önlem alınmalı

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Bilecenoğlu, “Benekli balon balığı istilasına karşı etkin önlemler alınmaması durumunda yaşanılan sosyoekonomik ve ekolojik kayıpların artarak devam edeceğine kesin gözüyle bakabiliriz. İnsan sağlığına olumsuz etkileri hakkında mutlaka daha fazla sayıda halkı bilinçlendirme faaliyeti düzenlenmesi gerekiyor” dedi.