1931 yılında Almanya’da dünyaya geldim ..
Doğduğumda, 124 metre boy ile en büyük, en ihtişamlı, en güzel kızı idim zamanın,
Beyaz bir kuğuya benzediğimden , bir Afrika kuğusu olan Savarona ismini vermişti bana annem ,
İlk yolculuğum anne ve babamla yaşayacağım evimiz Amerika’ya oldu ,
Ve ilk sorunumu Amerika varışta yaşadım ,
Vergi memurları , Amerika’ya girebilmem için babamdan o kadar yüksek vergi istediler ki , bu parayı ödeyemeyen ailem ile birlikte doğduğum yer Almanya’ya dönmek zorunda kaldım ,
Aileme uğurlu gelmemiştim ,
Beni 1937 yılında satılığa çıkardılar ..
Satıldığım güne kadar da Hamburg’ da uslu bir kız gibi sahibimi bekledim.
Hala , o dönemin en güzel ve en ihtişamlı kızı idim ..
İki talibim oldu ,
Biri Adolf Hitler , hatta bir rivayete göre beni satın almıştı .
Diğeri , uzakta bir yerde, Anadolu ‘da , bir askeri deha , Kurtuluş Savaşı kahramanı, bir devrimci Mustafa Kemal Atatürk..
Hitler , beni Alman denizaltıları için ana gemi olarak kullanmak istiyordu ,
Türk Halkı ise ağırlaşan hastalığına , deniz havasının iyi geleceği umuduyla Ata ‘sına almak istiyordu beni ,
Belki de bir veda hediyesi ..
Hitler , beni almaktan vazgeçti .
Atatürk’ün askerliğine hayrandı ve hastalığını biliyordu ..
Belki de , Avrupa’yı işgale hazırlanırken Atatürk gibi askeri bir dehayı karşısına almak istemiyordu ..
Türkiye , 23 Şubat 1938 ‘ de beni resmen aldı ,
1 Haziran 1938 ‘ de Dolmabahçe önüne demirledik..
Kısa süre sonra Acar motoru belirdi pruvada ..
Son derece şık giyimli sahibim iskeleden ilk adımını attı ,
Çocuk gibi sevinçli olduğunu hatırlıyorum..
56 gün birlikte geçireceğim ilk eşimdi Mustafa Kemal ..
Bir yandan beni incelerken , yanında bulunan bir beye , daha sonra Çankaya Köşkü Kütüphanecisi olduğunu öğrendiğim Nuri Ulusu’ya ilk emrini veriyordu “ Nuri , oğlum , kitaplarımı getirdin mi ? Hepsini kamarama muntazam koy, herhalde pek dışarı çıkmayacağım için bol bol okuma fırsatım olacak “ ,
Hayatımda olmadığım ve bundan sonra da olamayacağım kadar temiz olmuştum , her gün yıkanıyor , temizleniyordum ,
Mutluluğu gözlerinden okunuyordu Mustafa Kemal ‘ in ,
İlk günler rahatsızlığı hafifler gibi oldu , fakat daha sonraki günlerde kendisine o kadar iyi bakmasına rağmen iki kriz geçirdi..
Hastalığı artıyordu , 25 Temmuz gece yarısı benden aldılar Mustafa Kemal ‘i , Dolmabahçe’ye götürdüler ve bir daha kendisini hiç göremedim ..
1946 yılına gelmiştik , meclislerinde muhalefet devamlı beni eleştiriyordu , çok masraflıymışım ..
Ne de çabuk unutmuşlardı Ata ‘ larını .
Birlikte geçirdiğimiz 56 mutlu günü ,
Kamaralarıma sinmiş Ata’larının kokusunu ..
Ve bedenimin her yerinde dolaşan Ata ‘ larının ruhunu ..
Artık belli ki gözden çıkarılmıştım , önce en yakın arkadaşı ihanet etti bana “ bütçeye yararı olur “ diye ,
Yurt dışındaki Türk Büyükelçilerine haberler gönderildi,
Bir İngiliz firma beni satın almak istedi ,
Çok şükür ki Ankara’ da Ulus diye bir gazete “ Savarona bize Atatürk’ün emanetidir , satılamaz “ yazıları yazdı..
Korktular kamuoyundan , ama , madem satamıyoruz o halde turizm amaçlı kiraya verelim dediler ,
Trabzon’ lu bir talibim çıktı , masaya oturdular ancak anlaşma sağlanamadı ..
Küçüksu sahilinde , demirde kaderimi bekliyordum ,
1950 yılında iktidar el değiştirdi ,
Demokrat Parti beni bir aylığına Mısırlı zenginlere kiraya verdi,
Yine Ata’sına duyarlı insanların tepkisi üzerine beni Mısırlı zenginlerden alıp 1951 senesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na okul gemisi olarak verdiler ,
3 Ekim 1979 tarihinde Heybeliada açıklarında yandım,
Onarıldım ve 24 Ağustos 1980 ‘ de tekrar okul gemisi olarak kullanılmaya başlandım ,
27 Temmuz 1986 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından terk edildim ..
Başıboştum ,
Çankaya Köşkünde oturan büyük Atatürk’çü çürümemi seyrediyordu,
En hazin olayı 1989 ‘da yaşadım ,
ANAP Hükümeti beni hurdaya çıkardı ..
Anılarımla birlikte ölüme gönderiliyordum ..
Bana acımadınız , bendeki Mustafa Kemal’e de mi hiç acımıyorsunuz diye haykırıyordu bedenim ,
İnfaz günü yaklaşıyordu ..
Bir müteşebbis çıktı ve beni 49 seneliğine kiraladı ,
Diyemedim ona ; başıboş bırakıldığım son üç sene içinde , bedenime hayvanlar gibi saldırdılar , para eden ne varsa söküp gittiler , beni yağmaladılar , hem de ülkenin en fazla nüfusunun yaşadığı insanların önünde , güpegündüz ,,,
Onarıldm , olabildiğince ..
Bedenim yine kiradaydı , değişik insanlara ve vücutlarına ..
Fuhuş operasyonları o kadar gündemde idi ki , 2014 senesinde Kültür Bakanlığı beni tekrar alarak Cumhurbaşkanlığı’na tahsis etti ,
2016 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı ‘na hizmet ettim ve 2016 tarihinden bu yana Pendik Askeri Tersanesinde kaderimi beklemekteyim ..
Ben O Adamı çok sevdim , ilk erkeğimi ..
Biliyordum , rahatsızlığın nedeniyle benden koparıp almasalar , sonsuza kadar beni terk etmeyecektin ,
Nasıl da özenle yerleştirmiştin kamarana kitap sandığını ve berber koltuğunu ..
Kapalı duran , üzerinde Atatürk yazan kamaranda, kitap sandığının , berber koltuğunun, yatağının ve kanlı yatak örtünün hala bıraktığın yerde senin kokunla durduğunu , çok şükür ki kimsenin bu kamaraya el süremediğini , süremeyeceğini biliyorsun değil mi Mustafa Kemal ,
Rica üzerine açılan kamara kapısından içerde yatağına kapaklanıp hıçkıra hıçkıra ağlayan kadınlarımızı, “neredesin Atam” seslerini duyabiliyor musun Mustafa Kemal ?
Akşamları , yatmadan önce bana anlattığın hayallerini , hani şu Karadeniz Sergi Gemisinin aynı rotasından , aynı limanlara birlikte uğrayarak tüm aleme yeni Türkiye’yi anlatma arzunu ?
Benimle senin bir obje ve bir ruh olduğumuzu , hatırlama özürlü halkına ; benim üzerimden ben buradayım demeyi …
Kim bilir , belki daha çok şeyler söylemek isterdin ama artık galiba veda vakti geldi Mustafa Kemal , yine bir ölüm emri sanki boynumda ,
Bu defa parçalanarak değil , ağır ağır ölüme gönderilerek , vücudumun çürümesi ve yok olması beklenerek ..
Beni böyle görmeni hiç istemezdim , saçlarımyosun bağladı, denizin gövdemden girmesi an meselesi…
Utanıyorum, kendimden değil , bu mu idi Mustafa Kemal’in sevgilisi ? diyecekler diye ..
Beyaz Kuğun gidiyor Mustafa Kemal ,
Senin sonsuza kadar yaşaman duam ile …
(Bu yazıda, Soner Yalçın’ ın “Savarona” isimli yazısından tarihsel alıntılar yapılmıştır.)