İnsanoğlunun uçmayı hayal ettiği ilk günden bu yana gökyüzüne olan tutkusu ilkel uçuş denemelerini başlattı, 1900’lü yılların başı bir bakıma dünyanın hava araçları olgusuyla tanışma yılları oldu. 20’nci yüzyılın ortasında uzay çağına geçilirken, yeni bir dünya mirası için geçmişin ruhunu yarınlara taşıyan yöntemler her gün biraz daha gelişmeye devam ediyor. Tüm zamanların en önemli uçağı olan Douglas DC-3 de ilk uçuşunu bundan 85 yıl önce 17 Aralık 1935’te yaptı. Uçak teknolojisinde büyük gelişmelerin yaşandığı, havacılığın ‘altın çağ’ı olarak geçen o yıllarda Douglas DC-3 kendi tarihini yazıyordu. 1940 ve 50’lilerde sivil havacılığın bel kemiği haline gelen uçak, tüm zamanların en sevilen ve en başarılı uçaklarından oldu.

İstanbul’un, havacılık tarihine açılan kapılarından Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenen Douglas DC-3, Amerikan Hava Kuvvetleri’nde askeri C-47 Skytrain olarak hizmet gördü, daha sonra DC-3 olarak değiştirildi ve 1986 yılına kadar taşımacılık hizmetlerinde kullanıldı.

Her adımda bir efsane…

Rahmi M. Koç Müzesi, zengin koleksiyonundaki havacılık objeleriyle ziyaretçilerini göklerde yazılan nice hikayeye ortak ediyor. Müzenin girişinde ziyaretçileri avcı bombardıman uçağı F 104S Starfighter karşılıyor, efsanelerin arasındaki yolculuk tarım uçağı Ayres Thrush S2R, eğitim uçağı Beechcraft T34 Mentor, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan jet motorlu eğitim uçağı Jet Provost T3 A ile devam ediyor. 1 Ağustos 1943’te Kara Pazar olarak adlandırılan günde Romanya’daki Ploesti petrol rafinelerini bombalamak üzere Bingazi’den kalkan ve görevini tamamladıktan sonra Antalya yakınlarında denize mecburi iniş yapan B-24 Liberator de müzede görülebilecek objeler arasında yer alıyor. Mustafa V. Koç / Lengerhane Binası’ndaki 19’uncu yüzyıl sonu ile 20’nci yüzyıl başlarında kullanılan İngiliz, Alman, Fransız ve İtalyan yapımı eğitim, keşif, avcı ve bombardıman uçak modelleri ile pilotların kullandığı pek çok eşyanın yanı sıra bazı orijinal uçak motorları da müzede meraklılarını bekliyor.