İki gün önce başladığım 352 sayfalık kitabı bugün bitirdim ve vakit kaybetmeden sizlere kitaptan söz etmek istiyorum. Yazımın başında Sevgili H. Can Yücel’e Marmara Adası özelinde Türkiye’nin deniz ulaşım tarihine yaptığı katkı için çok teşekkür ederim. Dile kolay, 2013 yılında başlayan bir çalışma söz konusu ve bu çalışma 2014 yılında yazılmaya başlanıyor ve 2021 yılında, tam 7 yıl sonra karşımıza değerli bir eser olarak çıkıyor. Yücel sabırla, oya işler gibi eserini oluşturmuş. Tarihin tozlu raflarında kalmış bilgileri derlemiş, onlarca adalı ile görüşmüş, notlar almış, Türkiye’nin deniz tarihi ile uğraşan insanları ile tanışmış, kitaplar karıştırmış, arşivlere girmiş, sahafları gezmiş, efemeralar peşinde koşmuş ve ortaya bir başucu eseri çıkartmış. Gecesini gündüzünü bu projede harcamış. Hani derler ya, “herkesin 24 saati var” diye. Yücel 24 saatini çok iyi değerlendirmiş.
Özünde Marmara Adası’nın deniz ulaşımını arka planda adalı olmayı anlatıyor
Kendisi ile yaptığım görüşmede en çok zorlandığı yerin, Osmanlı dönemi denizcilik kaynaklarına erişim olduğunu ve koleksiyonundaki fotoğrafların fazlalılığından kitaba koyacağı fotoğrafları seçmekte zorlandığını öğrendim. Diğer bir zorluk ise Marmara adasının köylerine ait materyallere ulaşmakmış. Kitap özde Marmara adasının deniz ulaşım tarihini anlatmakla beraber, arka planda bize adalıları, ada hayatını, adalı olmayı anlatıyor. Yücel kitabında zaman zaman anılarına da yer vererek, bizi sıcak öyküleri ile adaya götürüyor. Yücel’in çocukluğundan başlayarak bugününe kadar yaşam öyküsünü de kitapta okuma şansına sahip oluyoruz. Yaptığımız görüşmede bana, araştırmada en ilginç bulduğu konuyu da aktardı. Bu bir vapur acentesinin tabelasıdır ve kitabın 225. sayfasında görülebilir. Tabela Osmanlı döneminden kalmadır ve Yücel’e göre 1843 yılı sonrasına aittir. Benim kitapta ilgimi çekenlerden birisi ise kitabın 138. sayfasında göreceğiniz adadaki Pantelidia Rum Kız Okulu’dur. Bu okul adanın tarihi için önemli bir eserdir ve bina 2020 Sonbaharında başlayan bir restorasyon çalışmasına sahiptir. Umarım her şey yolunda gider ve bu değerli tarihi eseri MARMARA ADALARI Yerel Tarih Müzesi olarak görürüz. Kitapta karşıma bir sürpriz de çıktı. Son kitabım İzmir Körfezi Batıkları’nda İzmir Yenikale’de batırılan Padişah Abdülaziz’in yatı Sultaniye’ye rastlamamdı (s.152). Denizleri ve gemileri seven padişah Abdülaziz 1863’te Marmara Adası açığında demirde kalmış. Müslüman, Rum ve Yahudi adalılar, Padişahlarını sundukları yiyeceklerle ağırlamışlar.
Deniz tutkusunun peşinden giden Can Yücel
Şimdi biraz da kitabın bölümlerinden söz edelim. Yücel kitabını 3 bölüme ayırmış. İlk bölümde 1922’den günümüze Marmara adasında yerleşim, adada kullanılan tekne çeşitleri, Marmara adasındaki yolcu tekneleri ve kaptanlar var. Yerleşimde daha çok tarihi belgelerden faydalanılmış, adada kullanılan tekne çeşitleri gerçekten çok önemli bir bölümü oluşturuyor, çünkü artık bu tekneleri sadece fotoğraflarda görebiliyoruz. Emelim bu teknelerin birer kopyalarının kurulacak yerel tarih müzesinde yer almasıdır. Aynı İnebolu Yerel Tarih Müzesi’ndeki “denk kayıkları” gibi. Kaptanlar, denizciler, balıkçıları unutmak olmaz. Tüm bu tekneleri kullanan ve her biri adanın tarihinde yer almış ada insanları da burada rahmetle anıyorum. Yücel ikinci bölümde, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Marmara adasında deniz ulaşımı ele alıyor, burada 1940’lı yıllara kadar olan dönem anlatılıyor. Aslında Yücel, burada bize Türkiye’nin “Vapur” ile tanışmasını ve onu izleyen dönemler hakkında bilgilendiriyor. Kaynakları arasında büyük üstat Eser Tutel’in kitapları bulunuyor. Üçüncü bölümde ise Marmara adasının son 70 yıllık kamu ve özel sektör deniz taşımacılığının kilometre taşlarını okuyucuya sunuyor.
İşi gemi yapmak izi denizle yoğrulmak
Yücel bir ada çocuğu, denizle bütünleşmiş, ne zaman arasam adada, doğaya, denize ve insanlara düşkün. Mesleğini de gemi inşaiye olarak çok küçük yaşlardan belirlemiş. Kitabını hayatında çok özel bir yeri olan değerli dayısı Deniz’e ithaf etmiş. Kitabına çok emek vermiş. Okuyucusun az olduğu denizcilik konusunda bizlere armağan ettiği bu güzel kitap için kendisi kutlar, esenlik dolu günler dilerim. Son olarak Sevgili H. Can Yücel’in bir isteği var. O da, adaya 12 ay boyunca İstanbul’a direkt olarak çalışacak bir gemi, bu geminin haftada 2 kez bile olsa sefer yapmasını yeterli görüyor Sevgili Yücel. Kitap İstanbul Adalar Müzesi, Büyükada İskele Kitapçısı Ksidas Kitapevi, Remzi Kitapevi, Marmara Adası İnci’nin Elleri Seramik İşliğinden temin edilebilir. Çok yakında internet satışı için www.egebakkaliyesi.com adresinden ve hcanyucel85@gmail’dan yazara ulaşılarak alınabilir.