Selimpaşa’dan Rumeli Feneri’ne, Beykoz’dan Büyükada’ya kadar 33 noktada 120 dalış yapan sualtı görüntüleme uzmanları 130 canlı türünü görüntüledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı belgesel Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda tanıtıldı.
Avrupa Yakası’nda 55, Anadolu Yakası’nda 35 km kıyıya sahip İstanbul, Prens Adaları’nın eklenmesiyle 120 km’ye ulaşan kıyı şeridiyle adeta bir ada şehri. Binlerce yıldır insan yerleşimine ev sahipliği yapan İstanbul’un derinliklerinde yaşayan canlılar ilk kez sualtı görüntüleme uzmanları tararından görüntülenerek belgelendi. Mavi Görüntüleme ve Su Altı Hizmetleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Turizm Müdürlüğü adına gerçekleştirilen proje için uçtan uca İstanbul’u çevreleyen 33 noktada dalış yapıldı. Marmara Sualtı Merkezi’nin teknesiyle dalış noktalarına giden uzman sualtı görüntüleme ekibini Recep Şen liderliğinde, Özgür Gedikoğlu, Cem Dalyan, Serhan Yürük, Meltem Taşdelen, Berhan Taşdelen, İsmail Odabaşı ve Cenk Ceylanoğlu oluşturdu. Uzman dalgıçlar Silivri-Selimpaşa, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Florya, Yeşilköy, Yedikule, Haliç, Sarayburnu, Kız Kulesi, Dolmabahçe, Ortaköy, Çengelköy, Baltalimanı, Emirgan, İstinye, Tarabya, Beykoz, Rumeli Feneri, Anadolu Feneri, Kilyos, Karaburun, Şile, Moda, Caddebostan, Maltepe, Yelkenkaya, Madam Martha, Sivri Ada, Heybeliada, Büyükada(Kurşunburnu), Balıkçı Adası ve Tuzla’da derinlere inerek objektifleriyle canlı aradı.
Derin İstanbul’un canlıları
Görüntülenen 130 canlı türü arasında deniztavşanlarının birçok alt türünün yer alması dikkat çekti. 30 metre derinliklerde Akdeniz’e özgü sert ve yumuşak mercanlar ile Hani balıkları dalgıçların kameralarına yakalanırken, daha sığ sularda denizşakayıkları, çırçır, iskorpit, gelincik, vatoz, dil balığı, horozbina ve kaya balığı türleri görsel bir şölen sundular.
Belgesel çekimleri sırasında sualtı turizmine yeni dalış noktaları belirlediklerini söyleyen Recep Şen, “ Megakent İstanbul’un derinlerinde halen muhteşem bir canlı yaşamı kanıtlamayı hedefledik. Kirleterek hızla yok ettiğimiz Boğaziçi ve Marmara halen 100’den fazla canlının yaşam alanı. Yani denizlerimizi korursak bu canlıları da korumuş olacağız” dedi.
Yaşam alanı bulmaya çalışıyorlar
Belgeselin yönetmeni Özgür Gedikoğlu, “Görüntülediğimiz tüm canlıların kendilerine yaşam alanı bulmak için çabaladıklarını gördük. Marmara ve Karadeniz’in bu kadar güzel canlılara ev sahipliğini yaptığını bilmek bizleri mutlu ederken, onları korumanın getirdiği sorumluluğu hissettik. Temiz tutmamız gereken bir dünyada yaşıyoruz. İnsanların hırsı bu iki güzel denizimizin yok olmasına yol açabilir. Denizlerimizi ve içinde yaşanları korumanın önemini anlatabildiysek ne mutlu bize.” dedi.
Denize atılan plastikler ölüm saçıyor
Dalışların güvenli şekilde yapılmasını sağlayan Marmara Sualtı Merkezi’nden Meltem Taşdelen ise, “ Dalgıçlar yaşadığı çevreye duyarlı insanlardır. Denize atılan bir pet şişenin binlerce yıl ölüm saçtığını bilen dalgıçlar olarak, deniz varlığımızın korunması için çalışmalar yapıyoruz. Önce kirletmemek gerekiyor. Büyük bir şansımız olan Marmara ve Karadeniz’in bizlere sayısız ekmek kapısı açan bir kaynak olduğunu göstermek istedik.” diye konuştu.
İstanbul’un deniz yaşamı kayıt altına alındı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Turizm Müdürlüğü’nün yaptırdığı proje ile İstanbul’u çevreleyen denizlerin sahip olduğu canlı türlerinin farkındalığı ve korunması hedefleniyor. 52 günde yapılan 120 dalışta elde edilen 13 saatlik 4K görüntüler ile İstanbul’un sualtı yaşamının anlatıldığı belgesel çekildi. Bin 500 tane yüksek kalitedeki fotoğraftan seçilen 54 tanesi ile bir sergi hazırlandı. Yönetmenliğini Özgür Gedikoğlu’nun yapımcılığını Recep Şen’in yaptığı ‘İki Deniz Bir Şehir: Sualtından İstanbul’ belgeselinin ilk gösterimi bugün Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek.