Deniz Kartalı

İZMİR İŞGALİNİN SESSİZ TANIĞI: HIZIR REİS GAMBOTU

14 Mayıs 1919 ikindiden sonra Bornova’nın Çay mahallesindeki köprünün üzerinden eniştemle birlikte İzmir’e bakıyoruz. Körfez irili ufaklı elli parçaya yakın İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan zırhlıları ile dolu… Biraz tetkikten sonra, durgun ve elemli haliyle eniştem bana dönerek “Oğlum, sen burada durma evinize git. Ne olur ne olmaz ailenle birlikte bulun” diye beni gönderiyor. Aldığım haberlerden ruhuma çöken ıstırap içinde ve fakat o küçük Flober tüfeğimi de yanıma alarak İzmir’e dönüyorum. Şehre vardığım zaman, bozgun ve kötümser bir havanın yarattığı tesir içindeyim. Akşam olunca halkı verilen karara (yani işgale karşı ayaklanmak) ve protestoda bulunmak maksadıyla Bahribaba parkına çağırıyorlar. Büyük meşaleler yakarak sabaha kadar heyecanlı ve ateşli sözler söyleniyor. Bunların içinde merhum Mustafa Necati ve Vasıf Çınar da var.

İZMİR İŞGALİNİN SESSİZ TANIĞI: HIZIR REİS GAMBOTU
Uluç Hanhan - Köstenada( uluchanhan@gmail.com )
1.456 views
02 Mart 2022 - 0:39

Mitralyöz sesleri katliamı anlatıyor

15 Mayıs sabahı, vaziyet büyük bir tehlikenin arifesinde olduğumuzu gösteriyor. Eli silah tutanlar kışladaki depoları yağma ederek bilmedikleri bir akıbete doğru sürükleniyorlar. Memurlar vazifeleri başında. Halk, ne olur ne olmaz diye yiyecek tedariki için fırınlara ve dükkânlara koşuyor. Böyle telaş içinde kaynaştıkları bir sırada, müthiş makineli tüfek (o zaman mitralyöz denilirdi) ve silah sesleri duyuluyor. Bu seslerden uzakta bulunanlar, perişan bir halde evlerine veya bulundukları yerlere sığınmaya çalışıyorlar. Gelen haberlerin bilançosu çok feci. Makineli ile taranan halkın içinde, benim çok sevdiğim arkadaşım (Kadiri Şeyhinin oğlu) Rasim de var. Bu yer şimdiki Tapu dairesinin bulunduğu bina civarıdır.

Az sonra bardaklardan boşanırcasına yağan sağnaklı bir yağmur, iki saat kadar olsun bu feci duruma mani oluyor. Ne olacağımızı bilmediğimiz ve evlerimizde bekleştiğimiz bir sırada yağmur kesiliyor. Vaziyeti kritik etmek üzere dışarıya çıktığımız bir sırada, bulutlar arasında beyaz bir yuvarlağın mütemadiyen havaya doğru yükseldiği görülüyor. Meğer bu, yağmur esnasında denize inen ve zırhlıların yanından büyük bir su yığınını kaldırarak havalanan hortummuş. İşte o gün patlayan ilk silah sesleri ile İzmir’in fiilen işgaline bu suretle başlanmış oluyor”.

Yukarıdaki satırlar İzmirli müzik öğretmeni rahmetli Naci Gündem’in “Günler Boyunca Hatıralar” adlı kitabından alındı. Gündem, 1900 doğumlu, İzmir’in işgalinde 19 yaşında bir delikanlı. O feci günde Osmanlı Donanması’nın küçük bir gemisi İzmir rıhtımında bağlı. Bu bir gambot (ganbot da denilir), adı Hızır Reis. Genellikle kıyı korumasında ve gezici karakol görevinde kullanılan bu gemilerin birkaç küçük topu vardır.

Denizle buluştuğu yıl 1912

Bu küçük gemiyi biraz tanıyalım; Hızır Reis, Fransız şirketi SA Des Forges & Chantiers de la Mediterranée’ye Nisan 1911’de sipariş edildi ve aynı yıl omurgası kızağa konuldu. 10 Nisan 1912’de denize indirilen gemi, teçhizatın seyir tecrübelerinin tamamlanmasının ardından İstanbul’a geldi ve 13 Haziran 1914’te Osmanlı donanmasında hizmete girdi. Gemi, 21 Ocak 1915’te bir devriye görevinden dönerken, Boğaz’ı koruyan üçüncü mayın hattının yakınında ( Rumeli Kavağı) bir mayına çarptı. Baş tarafından ağır hasar gören gemi, İstinye’ye çekilerek kızağa alındı. Onarımında güçlük çekilen gemi, yıl ortasına kadar onarımda kaldı. Bu olaydan sonra filo komutanlığı mayınların yeniden döşenmesi ve geçiş kanallarının temizlenmesi emrini verdi. Mondros Mütarekesi’nden sonra, tüm Osmanlı donanması Müttefiklerin kontrolü altında tutuldu. 26 Şubat 1919’da Osmanlı makamlarının isteği ve İngiliz komutan Somerset Arthur Gough-Calthorpe’un onayı ile Anadolu’ya silah sokulmasını önlemek için bazı Osmanlı gemilerine devriye görevi verildi. Bu amaçla Hızır Reis, İzmir’de, Aydın Reis ve Preveze Karadeniz’de, Akhisar ve Draç Marmara Denizi’nde devriye görevi gördü. Yunan kuvvetleri 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal ettiğinde Hızır Reis, Nusrat, 14 No’lu motor gambot ve Tirimüjgan depo gemisi İzmir limanındaydı.

 

Kaçakçılıkla ve Rum çeteleriyle mücadelede kullanıldı

Geminin teknik özelliklerine göz atacak olursak: Hızır Reis’in boyu 47 metre, eni 7,9 metre ve draftı 1,3 metreydi. Gövdesi saçtan yapılmıştı. Deplasmanı 413 ton olan gemi, 12 subay ve 48 denizci kapasitesindeydi. Gemide 2 adet üç genişlemeli buhar makinesi, 3 adet Scotch SAFC Granville kazanı vardı. Motorlar 850 beygir gücüne sahipti ve seyir tecrübeleri sırasında gemiyi saatte 14 knot, 1915’te 11 knot ve 1932’de 12 knot hızlandırabildiler. Silah donanımı (1914) 3-76 mm QF (hızlı ateşli top, Cruesot) (100 mermi), 2-47 mm QF ( C ) (1200 mermi ), 2- 7,6 mm MG ( makineli tüfek)  (Hotchkiss ) (31.700 mermi ).  76 mm’lik toplardan ikisi ön, biri kıç tarafına monte edildi. (1926) 2-76 mm QF ( C ), 2-47 mm QF (C ), 1948’de geminin silahları söküldü. Hızır Reis Gambotu, kaçakçılık ve Rum çetelerinin harekâtını önlemek amacıyla 26 Mart 1919’da İstanbul’dan Binbaşı Celal (Kurtuluş Savaşı’nda İzmit Bahriye Komutanı olan ve Köprücü Celal diye anılan kişidir) komutasında hareketle 29 Mart’ta İzmir’e vardı. Ateşkes hükümlerine uyularak gemideki 3 adet 76 mm.lik top çıkarılmış ve yalnız iki adet 47 mm.lik top bırakılmıştı. Gambot, Birinci Dünya Savaşı’nda kurulmuş olan İzmir Fırka-i Bahriyesi Kumandanlığı’nın 16 Nisan 1919’da kapatılmasıyla, bunun ödevini üzerine almış olan İzmir Merkez Liman Başkanlığı emrine girdi.

Nusrat mayın gemisi İzmir, Yenikale, Ayvalık, Eskifoça ve Saros Körfezi’ndeki mayınların kaldırılması ödevini aldı. 23 Nisan 1919’da İstanbul’dan hareketle 29 Nisan’da İzmir’e vardı. Savaş gemilerinden başka yolcu vapurları da vardı: Tirimüjgan ve Reşitpaşa vapurları. Bunlardan Tirimüjgan yurtlarına dönmekte olan Almanya ve Avusturyalıları İstanbul ve İzmir’den alarak biri Ocak, öbürü Haziran 1919’da olmak üzere iki kez Trieste- Venedik seferi yaptı. Ağustos 1919’da bu gemi, Reşitpaşa ve Giresun gemileri ile o zamanki Seyri-i Sefain İdaresi’ne devredildi ( Mütercimler Erol, s. 262-263).

Gemi hakkında verdiğimiz bu bilgilerden sonra yine 15 Mayıs 1919’a, o feci güne dönelim. Hızır Reis İzmir rıhtımındadır. İzmir limanı borda bordaya gemilerle doludur. Birinci Dünya Savaşı’nı zaferleriyle sonuçlandırmış devletlerin gemileri İzmir’de bayrak dalgalandırıyordu. İzmir, düşman donanmasının denizci erlerinin çizmeleri altında eziliyordu. Daha Yunan İzmir’e dağılmamış, henüz bir olay olmuyor, ancak eli kulağındaydı.( 6 Mayıs 1919). İzmir limanında demirli bulunan devriye gambotu Hızır Reis’in nöbetçi subayı Dz. Ütğm. Hasan Efendi, geminin jurnaline o günkü olayları saat saatine yazdı. Bu defterin 20 günlük kayıtlarından ilk 8 güne ait olanları şunlardır:

6 Mayıs 1919: Piyemonte İtalyan kruvazörü hareket etti. İki Amerikan savaş gemisi dalgakıran önünde demirledi.

8 Mayıs 1919: Kik, Vali beyi Fransız zırhlısına götürdü.

9 Mayıs 1919: 85 numaralı İngiliz destroyeri limana demirledi. Yunanlıların Limnos zırhlısı limana demirledi.

10 Mayıs 1919: Dört bacalı Amerikan kruvazörü limana demirledi.

11 Mayıs 1919: Bir Amerikan dretnotuyla dört muhrip ve bir İngiliz destroyeri gelip limana demirledi. Düşman kuvvetleri toplaşıyorlar.

12 Mayıs 1919: Bir İngiliz kruvazörü limana geldi.

13 Mayıs 1919: Bir İngiliz dretnotu dalgakıran önüne, öbürü limana demirledi.

15 Mayıs 1919: Saat 9’da Yunanlılar sekiz ulaşım gemisiyle karaya asker çıkardılar. Bu askerin hükümet konağı tarafına geçmesinden on dakika sonra silah ve mitralyöz sesleri işitildi. Gemiye birkaç isabet olduktan sonra Edvencer ( Adventure) İngiliz kruvazörü yanımıza bir balıkçı gemisi gönderdi  (Mütercimler Erol, s. 160).

İngiliz Deniz Kuvvetlerine bağlı Adventure gemisinin yanında Kordon’a bağlı olan bir Türk savaş gemisini ( Hızır Reis– M.L. Smith) Yunan birlikleri sarmış, ateşe vererek tayfalardan ikisini ağır yaralamışlardı. Tutsaklar “Çok Yaşa Venizelos” ve “Çok Yaşa Yunanistan” diye bağırmaya zorlanmışlardı. Sonunda da bütün tutsaklar Patris gemisine kapatılmışlardı.( s.162)

İzmir’i işgale başlayan Yunan kuvvetlerinin Hızır Reis gemimiz üzerine açtıkları ateş subay salonunda bazı tahriplere neden olurken, aynı muameleye uğrayan 14 numaralı motorgambotta da iki erimiz yaralanmıştı. Bu olayların üzerinden çok geçmeden Adventure adlı İngiliz Kruvazörü ikinci komutanının yönetimindeki bir İngiliz balıkçı gemisi ( muhtemelen mayın tarama maksadıyla kiralanan bir trol) gelerek, adı geçen iki gemiyi yedeğinde mendirekten çıkardı ve kışla önüne götürerek açığa demirletti. (Mütercimler, s.163)

HMS Adventure komutanı ise olayı şöyle anlatıyor: “Ege Komodoru’nun iznini aldıktan sonra, Türk hücumbotu Hızır Reis’i de tehdit etme emrini verdim ve mürettebatını boşalttım. Onu limandan çektim ve mürettebatını tekrar gemiye koydum. H.M. Trawler Thomas Evison’dan Teğmen Kirkpatrick bu amaç için gemiye gitti. (17 Mayıs 1919,  NO:69/8, HMS Adventure, The Mediterranean Fleet, 1919-1929 , Paul Halpern, p.65)”

Jurnalin geri kalan kayıtları ise şöyle:

16 Mayıs 1919: İki bacalı bir Fransız dretnotu İzmir limanına demirledi.

17 Mayıs 1919: 107 No.lu Amerikan açık deniz torpidosu limana demirledi. Bir İngiliz, bir Yunan subayı denetim için gemiye geldi. Ailelerini görmek isteyen subaylardan ikisini kente götürdüler.

19 Mayıs 1919: Gemimiz, İngiliz Edvencer ( Adventure) kruvazörünün yanına, mendireğe çekildi.

21 Mayıs 1919: Liman Başkanı gemiye sığındı. Yabancı liman başkanının emri bildirildi, imza karşılığı aldık. “”Bundan sonra toplar silinmeyecektir. Kapela muşamba ( muşambaları kapalı ) halde bulundurulacaktır.”

7 Haziran 1919: Karaya 4 vapur Yunan askeri çıkartıldı.

11 Haziran 1919: Karaya ağırlıklarıyla bir alay Yunan askeri çıkartıldı.

19 Haziran 1919: Gemimiz, kıç tarafına abdest bozmak gibi hakaret dolu hareketlere her gün maruz kalmaktadır.

22 Haziran 1919: Tirimüjgan yolcu gemimiz limandan ayrıldı. Bugüne kadar İngilizlerin gözü önünde bulunduruluyordu.

23 Haziran 1919: Bu gece bir istimbot gemiye yanaşarak iki yüzden fazla silahlı Yunan askeri her tarafı tuttu. Birkaç subay kumandasında tabanca ve silahlarla tehdit ederek gemiyi zapt ettiler. Bütün tayfayı istimbota doldurup dışarı çıkardılar. Karşı koyan ikinci kaptan Münür’ü ve Süvari Beyi alıp götürdüler.

6 Temmuz 1919: Yunan liman başkanı gemiye gelerek, bundan sonra subaylara verilecek belgenin vizesi için haftada iki kez Yunan Jandarma Komutanlığına başvurulacağını emretti.

12 Temmuz 1919: İki bacalı bir Fransız ulaştırma gemisiyle karaya Yunan askeri çıkarıldı.

29 Ekim 1919: Bir İngiliz deniz albayı, yanında iki teğmen olduğu halde gemimize gelerek denetleme yaptılar. Ambarları, cephanelikleri, kazan dairelerini ve kamaraları gezdiler. ( Mütercimler Erol, s. 109).

Cumhuriyetle birlikte tekrar kullanımya başlandı

Gemi 1919 ile 1922 yılların arasında Yunanistan’a götürülmüş olabilir. Hızır Reis, Ankara hükümetinin Türk Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferinden sonra, 1922’de Türkiye’ye döndü. 1923’te modernize edilen gemi, bir süre topçu eğitim gemisi olarak kullanıldı. Gökçeada ve Bozcaada’ya giden jandarma birliklerine destek görevi yapan Hızır Reis ve İsa Reis gambotları, Türk donanmasının Marmara Denizi’nden çıkan ilk gemileri oldu. Daha sonra İsa Reis ve Kemal Reis gambotları, kıyı devriye ve kontrol hizmetlerini yapmak üzere Seyr-i Sefain İdaresi’ne devredilmiş, daha sonra geri alınarak 1932’de mayın tarama gemisi yapılmış; mayın arama-tarama değişikliği ile 30 Eylül 1935’te Mayın Arama-Tarama Filosu’na verildi. 1948 yılında İzmir’de sabit bir kılavuz gemisi olarak kullanıldı. 1952 yılında gemi hizmet dışı olmuştur. 958 yılında satılan gemi, yük gemisine dönüştürülmüştür. 1959 yılında Turgut Reis, 1960 yılında Emin, 1981 yılında Murat Ayanoğlu, 1982’de Kaptan Cavit ve son olarak Ekim 1995 yılında Miktat Kalkavan adını almıştır.  2000’li yılların başında satılan gemi, insan kaçakçıların eline geçtiği ve İtalya’da hurda olduğu iddia edilmektedir.

Bilmiyoruz bu geminin ticaret gemisi olarak görev yaptığı yıllarda, İzmir’in o feci günlerini yaşadığını bilen var mıydı? Hiç sanmam. Gardrop törenlerle, anmalarla deniz tarihi bilinci oluşmuyor. Yaparak, yaşayarak, anlatarak, göstererek, gençlerimize denizi ve gemileri sevdirerek, bu konularda çalışan, emek harcayan insanlarımızı bularak, onları destekleyerek, iyi ve sağlıklı düşünerek, planlı, dinamik ve esnek olarak deniz tarihimize sahip çıkmalı ve onu gençlerimize sevdirmeliyiz.

Uluç Hanhan

uluchanhan.com

Kaynaklar

Bu Vatan Böyle Kurtuldu, Erol Mütercimler

The Mediterranean Fleet, 1919-1929 , Paul Halpern, p.65

Osmanlı Donanması, Güleryüz ve Langensiepen

https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_patrol_vessels_of_the_Ottoman_steam_navy#cite_ref-Steam_Navy166_13-0

https://en.wikipedia.org/wiki/Ottoman_gunboat_Hizir_Reis

 

 

 

 

KÖŞE YAZARLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
STM’DEN DUVAR ARKASI RADAR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ÇiN UZAY HACMİNİ ARTIRIYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
DAĞIN KRALI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TOPRAK ZAFERE SÜRÜYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
CAM ŞİŞE ATMA ORMANI YAKMA
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SHENZHOU 15 YERYÜZÜNE DÖNDÜ
GÜNLÜK HABER AKIŞI
İSTANBUL PLAJLARI YAZA HAZIR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
HAYDİ GÖLDE BALIK TUTALIM…
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RENK KODLU MARS HARİTASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Bugün Dünya Yunus Günü!
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YUNANİSTAN’DA TREN KAZASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RÖMORKÖR ALABORA OLDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TÜRK GEMİSİ KARAYA OTURDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
EYT 1 YIL ERTELENEBİLİR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ENGELLİLERİN ACI FERYATLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YİNE SINIFTA KALDIK
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SULAK ALANLARI ONARMA ZAMANI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Anneler Günü Kutlu Olsun

Copyright © 2024 Deniz Kartalı. Tüm Hakları Saklıdır.   |   Gizlilik Politikası