İkinci Ertuğrul Faciası

Tüm canlılar gibi insanlar da biyolojik olarak ölümlüdür.

Tarih, biyolojik yaşamı sona erse de insanlık adına iz bırakanları ölümsüzleştirir. Kimini rahmet, kimini beddua ile anarız.

Kahramanların, bilim insanlarının, sanatçıların biyolojik ölümlerinden sonra, hatırlamak ve ölümsüzleştirmek adına çeşitli objelere isimleri verilmiştir.

Osmanlı Devleti‘nin kurucusu Osman Gazi‘nin babası Ertuğrul Bey‘de tarihimizin rahmetle anılan ölümsüz kahramanlarındandır.

Ertuğrul Gazi’nin ismi Cumhuriyet tarihimizin en yüksek yatırımlı gemisine verilerek çok doğru bir iş yapılmıştır. Ülkemizin sahip olduğu en pahalı ve prestijli gemiye ismini vermek, bugün yaşasa Ertuğrul Gazi’yi mutlu eder miydi?

Gelin birlikte karar verelim;

Botaş 2018 yılında Güney Kore‘nin Hyundai Tersanesine 2 FSRU (Floating Storage and Regasification Unit-Yüzer Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Depolama  ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi- ünite burada GEMİ olarak okunmalıdır) siparişi verir. İkinci gemi, siparişi veren Botaş‘ın opsiyonundadır.

Bu geminin alınması için gerekli fizibilite yapılmış mıdır? tersanesi nasıl seçilmiştir? Fiyat pazarlığı nasıl yapılmıştır?

Bunlar makalemizi ilgilendiren konular değildir, bu makaleyi ilgilendiren konu geminin bayrağı ve işletmesidir.

Bir kamu kuruluşu olan Botaş ‘ın ülkemizin en pahalı ve prestijli gemisine layık gördüğü bayrak Bahama bayrağıdır. Yanlış okumadınız Bahama bayrağı. Eminim şu anda Bahama’nın nerede olduğunu araştırıyorsunuzdur.

Size yardımcı olayım. Atlantik Okyanusunda, ABD-Florida‘nın güney doğusunda Küba‘nın kuzeyinde bir adalar ülkesi…

Neden Türk Bayrağı değil de Bahama Bayrağı?

Sayın yetkililerin mantıklı bir açıklaması olacaktır, eğer o mantıklı açıklama yoksa benim aklıma gelen şeyler sizlerin de aklına gelecektir.

Umarım yanılıyoruzdur. Geminin Bayrağı Bahama peki içindeki personel?

İşte bayrak kadar içimizi acıtan konu…

Bir tane Türk yok tamamı yabancı (bu yazıdan sonra gemiye bir Türk koyup bizi mahçup ederler)

‘Dün ve Bugün’ başlıklı makalemde uzun uzun anlatmıştım böylesine spesifik gemilerin işletilme yöntemlerini. Her şey geminin inşa edildiği tersanede başlar.

Gemiyi inşa ettiren armatör tersaneye, gemi inşasından sorumlu bir denetim ofisi müdürü atar (Site Manager).

Bu müdür genelde armatör ile aynı milliyetten ve armatör ofisinde çalışan kaptan- gemi makine işletme mühendisi ya da gemi inşacı olabilir ve o kadar önemlidir ki gemi yapım süresince armatörün haklarını koruduğu gibi adeta geminin röntgenini çeker.

Ertuğrul Gazi gemisinde inşa sürecince Botaş tarafından atanan ‘Denetim Ofisi Müdürü’ bir Türk olmamıştır çünkü gemini yapım sürecince işletmesi Japon MOL firmasına verilmiştir.

Yine, geminin inşası süresince Türkiye’den kilit personel gönderilmemiş geminin yapım aşamasında tüm inisiyatif yabancı personele bırakılmıştır.

Ertuğrul Gazi Gemisi şu an seyir ve gaz tecrübesi için seyirdedir yani tren kaçırılmıştır. Bu süreçte Türk Denizcisi olarak üzerimize düşen görevi yerine getirsek de insanın içi acıyor.

Bu satırların yazarı olarak iki defa Botaş’ı ziyaret etmiş, tamamı Türk olan gemi işletme kadrosu ile görev alacağımızı ve hiçbir maddi beklenti içinde olmadığımızı dile getirmiştik.

Cevap bile verilmedi…

Yurt dışındaki gururumuz; LNG / LPG / FPSO gemilerinde baş mühendis olarak çalışmış ve halen çalışmakta olan İTÜ Denizcilik Fakültesi mezunu gemi makineleri işletme mühendisi 2 kardeşimiz talepleri üzerine bir sunum hazırlarlar Botaş‘a.

FSRU İşletme Stratejik Planı…

Sunumun başlığında şöyle yazmaktadır;

‘Bu rapor, Türkiye karasularında görev yapan ve yapacak FSRU gemilerinde Türk personel çalıştırılması ve milli şirket tarafından işletilmesi için bir stratejik plan olarak hazırlanmıştır’. 40 sayfalık müthiş bir çalışma…

Bugün yabancı bayraklı LNG / LPG gemilerinde çalışan 30 üzerinde Türk kaptan ve baş mühendis vardır ve hepsi devletimize ait FSRU gemisinde seve seve çalışmaya hazırız diye olumlu cevap veren milliyetçi, vatansever meslektaşlarımızdır.

Bu meslektaşlarımıza nedense Hintli, Hırvat, İngiliz gemi adamı kadar değer verilmemiş ve bu milletin evlatlarına isimleri milli ama içleri yabancı personel dolu gemilerimizde Mavi Vatan için görev yapma teklifi bile iletilmemiştir. Devlet aklımız, Balkan Savaşlarını lojistik imkanlarımızda ki yetersizlik sebebiyle kaybettiğimizi çabuk unutmuş, ‘Türk Gemi Adamı’ önemini kavraması için ambargo, savaş ve Covid 19 gibi salgınlar mı beklemesi gerekmektedir?

Daha geminin IMO numarasını almayı beceremeyip nasıl bu kadar kendinize güveniyorsunuz?

Şimdi kaçan bir fırsatı daha dile getirelim. 2 senedir Hatay/Dörtyol‘da MOL Challenger isimli dünyanın en büyük FSRU‘yı Botaş‘a kiralık olarak görev yapmaktadır ve 30’un üzerinde operasyon gerçekleştirmiştir günümüze kadar.

Bu geminin kiralamasında, 12 Türk personelin eğitim amaçlı görev yapabileceği ve mevcut personel tarafından eğitileceği maddesine karşın neden bir tek Türk denizci gemide gazlaştırma operasyonunda görev almamışlardır?

Sanki sihirli bir el Türkleri bu spesifik gemilerden uzaklaştırmaktadır.

Türkiye artık enerji konulu bir mücadelenin içindedir

Bu mücadele denizde sürmektedir. Denizde ki mücadelenin ana unsuru da gemilerdir. Sismik, Sondaj ve FSRU gemileri…

Daha düne kadar ülkemizde isimleri bile bilinmeyen gemiler her gün yazılı ve görsel basında. Bizler de yıllardır haykırıyoruz neden Türk gemi adamları buralarda yok diye.

Şimdi daha önemli bir sınav bekliyor ülkemizi; gazı çıkartacak platformda çalışacak personel!

Burada devletin üzerine düşen görev FSRU dahil mevcut gemilerde gaz üzerine Türk personel yetiştirmek…

Hal böyleyken burada da önümüz kesilecek ve şu cevap verilecek GAZ GEMİLERİNDE TECRÜBENİZ YOK Kİ!

Siz o fırsatı verdiniz de biz mi almadık? Bu platformların değeri 3,5 milyar dolar. Ya bu parayı verip bu platformu yaptıracaksınız ya da MODEC, SBM Offshore, BW Offshore ya da YİNSON’dan kiralayacaksınız. Günlük kirası mı?

500-750 bin Amerikan Doları… Bu paranın önemli bir bölümü gemi işletme ve gaz ekibine, yani Türklerin sokulmadığı alana.

Ertuğrul Gazi gemisi, Katar‘dan yükleyeceği 160 bin metreküp sıvı doğal gaz ile Hatay/Dörtyol platformuna gelecek hayırlısı ile Ekim ayında.

Türk toprağına yanaşacak, Türkiye doğal gaz sistemine gaz tahliye edecek, Türk politikacılar geminin anlam ve önemini belirten duygusal konuşmalar yapacaklar, Bahama bayraklı ve konuşulandan hiçbir şey anlamayan Filipinli denizcilere.

Tarih yazacak ikinci Ertuğrul faciasını ve ben UTANACAĞIM bir defa daha.

LEVENT AKSON-HAVADAN DENİZDEN