“Oda’ya… Onun teşviki ile ‘Kısmet’ kızağa kondu, Onun destek ve gayretiyle seyahatimiz selamete erişti…” Amatör denizcilik tarihimizin sembolü olan Sadun Boro, bizleri mavi düşler atlasının sayfalarında diyar diyar dolaştıran “Pupa Yelken” adlı kitabına  böyle başlar.

Bir başka deyişle 1965 yılında birlikte dünya turuna çıktığı eşine vefa ve teşekkürünü ifade eder. O günden bugüne nice notlar yazıldı sayfalara. Oda Boro’nun açtığı yıldızlı yoldan pek çok kadın denizcimiz geçti. Bugün onlardan söz edeceğim.

Yeşim Tokol

Seyahatleri gurur kaynağı

Tekirdağ’da beş-altı yaşlarında maviliklerle tanışan Yeşim Tokol, balığa çıktığı dedesini örnek alan, aradan geçen yıllarda denizcilik dergileri ve teknik yayınları okuyup teorik bilgilerini geliştiren usta bir denizci. Tokol’un anılar galerisinde, saygı ve rahmetle andığım Eralp Akkoyunlu’nun da özel bir yeri var. Onun dünya seyahatinin tanığı olan teknesi “Yosun”, daha sonraki yıllarda Yeşim ve Tonguç Tokol’un hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı oldu. 2003 yılında “Yosun”u Fransız Polinezyası’nda devralan çiftin seyahati 15 bin milden fazla sürdü. Pasifik ve Hint okyanusları ile Arap Denizi, Kızıldeniz ve Akdeniz’i birlikte aştılar.

Yeşim Tokol’a göre, denizde kadın olmanın en büyük avantajı erkeklere nazaran detaylar konusunda daha iyi olmak. Buna karşın kadın denizcilerin ülkemizde halen belirli zorluklarla karşı karşıya bulunduğuna da dikkati çeken usta isim, bunların başında erkek hegemonyasının geldiğine işaret ediyor. Dünya seyahati gerçekleştirmesine rağmen arkadaşı yabancı olduğu için bu başarısı dikkate alınmayan Ayfer Er’i örnek gösteriyor. Denizlere yönelik tutkusunda en büyük manevi gücünün yakınları olduğunu belirten Yeşim kaptan, görüşlerini şöyle dile getiriyor: “Ailem ve çevrem beni her zaman motive etti. Olumsuz bir yaklaşım asla hissetmedim. Kadın olarak uzun seyahatler yapmam onların gurur duymasını sağladı. Bağlandığım limanlarda, iskelelerde veya demir attığım koylarda da takdir ediliyorum. Diğer teknelerdeki kadınlar fotoğraflarımı çekiyor; çaylar, kahveler ikram ediliyor, güzel dostluklar kuruluyor. Amatör denizciliğe yönelmek isteyen kadınlara, ‘Bir an bile düşünmeden hayallerinizin peşine düşün’ diyorum.”

 

Burcu Bostanoğlu

Akademisyenlikten kaptanlığa…

Prof. Dr. Burcu Bostanoğlu, kendisini emekli öğretim üyesi olarak tanımlasa bile aslında usta bir denizci. Maviliklerle 16-17 yaşlarında ABD’de tanışan Bostanoğlu, ilk okyanus geçişini 2012 yılında Ahmet N. Davran ile gerçekleştirdi. Kanada Vancouver’dan başlayan Pasifik Okyanusu seyrinde San Francisco üzerinden Pasifik’in kuzeybatı rotasını izleyerek Havai, Marshall, Mikronezya, Karolin Adaları, Palau, Filipinler, Borneo’yu dümen suyunda bıraktı. Uluslararası İlişkiler alanında yüzlerce öğrenci yetiştiren hocaların hocası, her fırsatta denize koşuyor. Peki, bunca yılın deneyimi ile denizde kadın olmayı nasıl tanımlıyor?

Dirençli olan kadınların değişim ve dönüşüme daha yatkın, ani ortaya çıkan sorunları aşma ve onları yönetme konusunda daha becerikli olduklarını, bunların da denizde avantaj teşkil ettiğini belirten Bostanoğlu, “Doğası gereği deniz kadına, kadın denize benzer” diyor. Ülkemizde kadın denizcilerimizin yaşadığı zorlukların aslında hayatın her alanında görülenlerden farklı olmadığına dikkati çeken Bostanoğlu, “Kadını erkeğin bir türevi olarak ikinci plana atmaya çalışan veya hiç varsaymayan, adını bile geçirmeyen veya kadını teknede aynen evde olduğu gibi ‘annecil’ role sıkıştıran köhnemiş bir düşünce maalesef var. Ancak sayıları hızla artan kadın denizcilerimizin bu alanda da önlerine çıkan duvarları dalga dalga yıkacaklarına eminim. Ayfer Er, Türkan Yöney gibi öncü denizci kadınlarımızın isimlerini de amatör denizciler listemizin başına koyarak tarihimizi doğru düzgün yazmak bizim görevimiz. Amatör denizcilerin topluma katkısı, ancak denizi ve denizciliği tanıtıp sevdirmek, ülkemize kültürel bir toplumsal servet olarak kazandırmak şeklinde olabilir” diyor.

 

Gözde Okyay

Madalyalı sporcu yeni rotalar peşinde

Slovak eşiyle Avustralya’da yaşayan Gözde Okyay, optimist, 420 ve lazer sınıflarında Fenerbahçe Spor Kulübü’nün lisanslı sporcusu olarak yarışıp birçok madalya kazanmış başarılı bir sporcu. 2018 yılında arkadaşlarıyla katamaran (iki gövdeli) kiralayıp Avustralya’nın kuzeyindeki Whitsundays Adaları’nı gezdi. Bunu izleyen seyirleri Akdeniz’in güzel adası Korfu’da gerçekleşti. Ardından eşi Sebastian’la doğru zamanın geldiğine karar vererek ilk teknelerini aldılar.
Şu dönemde Kovid-19 nedeniyle sıkı önlemler uygulanan Avustralya’nın Pittwater bölgesinde bağlı olan tekneleri onların gizli cenneti. Gözde kaptanın hedefi eşiyle birlikte etaplar halinde ülkenin kuzeyine doğru ilerlemek. Teknede kadın olmanın avantaj teşkil ettiğini belirten deneyimli yelkenci, şunları vurguluyor: “Birkaç şeyi aynı anda düşünüp planlayabilmek ve detaylara dikkat etmek tekne hayatında sahip olunması gereken önemli becerilerden. Kadınların çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Ancak her alanda olduğu gibi denizcilikte de kadınlara karşı ayrımcılık yapılabiliyor. Sayımız çoğaldıkça bunun azalacağına inanıyorum. Teknede yaşam elbette sanıldığı kadar kolay değil. Kesinlikle çok iyi planlama yapmanız gerekiyor. Ayrıca sürprizlerle dolu bir yaşam. Kendinizi hiç beklemediğiniz bir anda tehlike içinde bulabiliyorsunuz. Buna hazırlıklı olmak lazım.”

 

Zuhal Atasoy

İlk günün coşkusu unutulmuyor

Zuhal Atasoy, denizcilik dünyamızın kanaat önderlerinden Osman Atasoy’la 1992-1997 yıllarında dünya seyahati gerçekleştirmiş usta bir isim. “Uzaklar”ın dümenine geçtiği ilk günü her zaman coşkuyla anımsıyor. Onu maviliklere yönlendiren neden, orada yaşama arzusu, uzak denizlere gitme ve dünya seyahati yapmaktı. Nitekim bu hedefine ulaştı. Seferihisar Sığacık’tan yola çıkarak klasik batı rotasında dünyayı dolaşan Atasoy, Akdeniz, Cebelitarık, Kanarya Adaları, Atlas Okyanusu, Panama Kanalı, Pasifik Okyanusu, Hint Okyanusu, Kızıldeniz, Süveyş Kanalı ve Akdeniz rotasını izleyerek yaklaşık 40 bin mil yol yaptı. Otuza yakın ülkenin sahilinde demir attı. “İradeli, temkinli, tedbirli, disiplinli olma, çok yönlü düşünme, hayatı destek olmadan idame ettirme ve biraz da detaycılık kadınların doğasında var olan meziyetler. Bunlar deniz yaşamında önemli ve bu konularda kadınlar daha avantajlı” diyen Zuhal Atasoy uzun seyirleri boyunca ailesinin desteğini her zaman yanında bulan şanslı kişilerden. Deneyimli isim “Deniz, bir başkasının etkisinde kalınarak girişilecek bir heves değil” diyerek bu konuda önceliklerin belirleyici olduğunu söylüyor: “Gerçekten içten duygularla deniz sevdası hissediliyorsa yaşam şekli tereddüt etmeden denizde bulunmaya uygun olarak düzenlenebilir. Bu, doğal olarak bazı şeylerden vazgeçmeyi gerektirecektir. Ancak istediğini gerçekleştirmeye cesaret etmenin ve denizlerde yaşamanın hazzı, denize öncelik verip bazı şeylerden vazgeçmeye değer diye düşünüyorum.”

 

Gülin Bozkurt

Önemli olan kararlılık

Yelken açmaya 35’inde başlayan Gülin Bozkurt, kadın denizcilerin her zorluğun üstesinden geldiklerini ispatlayan başarılı bir örnek. Bugüne kadar Atlantik Okyanusu’nu 6 kez geçmiş usta bir denizci aynı zamanda. 2009’da yelken eğitmeni olarak gerçekleştirdiği seyrinde öğrencileriyle Marmaris-KKTC-Beyrut rotasında yelken açtı. Yaşadıklarını kaleme aldığı “Aşmam Gereken Okyanuslar Var” başlıklı kitabına geçmiş yazılarımda değinmiştim. O nedenle altını kısaca çizmek ve yeri gelmişken okurlarımıza yeniden tavsiye etmek istiyorum. Orada Tzigane ile Marmaris-Kuzey Afrika-Atlantik Okyanusu-Karayipler ve ardından tekrar Atlantik-Akdeniz ve Marmaris rotasında yaşadığı tecrübeler son derece yalın anlatılıyor. Denizlerde kadın kaptan olmayı, “Kimisi kadın diye yol hakkını nazikçe verir, kimileri ön yargıyla acemidir der, temkinli yaklaşır. Ancak tecrübenle karşındakini şaşırtmayı başarırsan alkışın en kocamanını alırsın” sözüyle özetleyen Gülin Bozkurt, denizde kadın olmayı ise şöyle anlatıyor: “Karşılaştığım kimi ön yargılar dışında her zaman kadın olmanın avantajını yaşadım teknede. Kadın olarak yaşadığımız mekânlara kendi parmak izimizi bırakabilmek bizlerin iyi bildiği bir şey. Kadının varlığı teknelerde kurulan deniz yaşamında zarafeti, muhabbeti, lezzeti getirir.”

 

 

Gökhan Karakaş

İki Mavinin Ortasında

En Yeniler

MİLGEM’İN BABASI ÖZDEN ÖRNEK’İ UNUTMA… CEM AMİRAL YAZDI

Bugün MİLGEM’in babası 20. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in aramızdan ayrılışının 6.yıldönümü. 2007 yılı…

% gün önce

DENİZ ŞEHİTLERİNİN İSİMLERİ ÖĞRENCİ ODALARINDA YAŞAYACAK

En riskli mesleklerden denizcilik sektöründe ahde vefa örneğinin de kesin şekilde uygulandığının göstergesi yaşandı. Görevleri…

% gün önce

ADALET ANTALYA DENİZ MÜZESİ’Nİ KORUDU

Deniz severlerin ve dalgıçların kapatılmasına tepki gösterdiği Antalya Deniz Biyolojisi Müzesi için yürütmeyi durdurma kararı…

% gün önce
Trusted by Ethereum Code Trading