Prof. Dr. Hasan Ünal, Doğu Akdeniz’de sürdürdüğümüz çalışmaları yerinde bulurken, MEB ilanıyla GKRY’nin Türkiye’yi dışlama çabalarını boşa çıkartacağını söyledi. Ünal, “1964’ten beri şapkadaki tüm tavşanları çıkarttılar. Artık yeni bir Kıbrıs hareket planı içinde olduğumuzu açıklamalıyız” dedi.

“Sondaj çalışmaları yerinde bir adım”

Doğru Zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarıyla bilinen Doğu Akdeniz’de doğal haklarını kullanarak arama çalışması yapan Türkiye’nin 2. sondaj gemisi Yavuz, AB’nin açıklama yapmasına neden olmuştu. Halen KKTC açıklarındaki derin deniz sondaj gemisi Yavuz’un ardından bölgede tansiyonun yükselmesinin kabul edilemez olduğu ifade eden Avrupa Birliği, Türkiye’nin çabalarını Güney Kıbrıs’ın egemenliklerini ihlal anlamına geldiğini iddia ederek taraflı bir tutum izliyor. Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal son gelişmeleri Milliyet’e değerlendirdi. Ünal, “ Türkiye’nin kıta sahanlığında doğal gaz arama ve sondaj çalışmaları yerindedir ve geri adım atmayacağını kanıtlanmıştır. Gecikmeli de olsa doğru ve yerinde bir adım atıldı. Donanmanın tatbikatları özellikle Mavi Vatan tatbikatı, çalışmalara askeri desteği verdiğimizi gösteriyor.” Dedi.

GKRY’nin Türkiye’yi bölgeden dışlama, tek taraflı hareket etme ve denizin altındaki kaynaklara el koyma çabası içinde olduğunu ama bunun gerçekleşmeyeceğini anladığını belirten Ünal, Dışişleri Bakanlığı’nın yeni bir Kıbrıs planı yapması gerektiğini söyledi. Ünal, “ GKRY, kaynaklarını abartarak gövde gösterisi yapıyor. Oysa en zengin yataklar Mısır ve İsrail’in elinde. Türkiye, bölgedeki ülkelerle işbirliği içinde hareket etmeli. GKRY’nin iki amacı var. Türkiye’yi dışlamak ve KKTC’nin hakkını vermemek. Dışişleri Bakanlığı, bölgedeki ülkelerle arasını düzeltmeli ve sürdürülebilir ilişkiler içine girmeli ve yeni bir Kıbrıs adası planı yapmalı.

“Rumlar fantezi gezegeninde gezerken şaşırdılar”

İsrail’in GKRY ve Yunan tarafına geçmesinin nedeni bu. Suriye’de ki savaşta müdahil olmakta ilişkilere zarar verdi. Suriye’de ki savaşın gerekçeleri Türk dış politikasını esir almamalıydı. Mısır’da ki yönetim şekline de karışmamalıydık. Mısır, İsrail ve Suriye ile ilişkilerin bozulması GKRY’nin işine geldi ve konsorsiyumlar kuruldu. Türkiye, bölgedeki en uzun Akdeniz kıyısına sahip olmasına rağmen kağıt üzerine kaynaklardan en az yararlanacak ülke haline getirildi. Rumlar, AB üyesi olmalarına güvenerek hayale kapıldılar. Rumlar, Türkiye’nin arama yapacak ekipman ve gemisi olmadığı fantezisiyle hareket etti. Türkiye’nin sondaja başlamasıyla yunan ve Rum basınında uzlaşmaz politikalar eleştirilmeye başlandı. Yani uluslararası camiayı en çok ta Rumları şaşırttık. Çünkü Rumlar fantezi gezegeninde yaşarlar. Sondaja başlamamız onları uyandırdı. İngiliz dışişleri bakan Yardımcısı Alan James Duncan, GKRY’nin ilan ettiği MEB’i meşru bulmadığını açıklamıştı. MEB ilanı için tüm kıyıdaşların müzakere etmesi gerekli yorumunu yaptı” diye konuştu.

“Kıbrıs’ta iki devlet politikası deklare edilmeli”

Ünal, “AB süreci Türkiye’yi hareketsiz kılıyordu. Artık, bölge ülkeleriyle ilişkiler düzgün istikamette gitmeli. Karşı tarafa askeri ve stratejik olarak gücümüzü gösteriyoruz ama siyasi ilişkileri düzeltmeden sonuç alamayız. Suriye, Mısır, İsrail gibi bölge ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmeliyiz. Bu ülkelerin GKRY ile hareket etmesinin iki nedeninden biri bizimle ilişkilerinin bozuk olması. Suriye’nin doğal gazı karayoluyla Türkiye üzerinden dağılabilir. İsrail ve Mısır’ın doğalgazını da KKTC üzerinden Türkiye’ye getirerek kaynağı daha ekonomik hale getiririz yani 2 bin km yoldan tasarruf ettiririz. Kıbrıs adasında 2 devlet modeli deklare edilmeli. Yugoslavya ve Çekoslovakya gibi örnekleri bulunan federasyon yönetimlerinin işlemeyeceği artık ortadadır. 50 yıl önce savaşla ayrılan iki toplumun birleşmesinden çok iki ayrı devlet üzerinden görüşmeler yapılmalı” dedi.