Deniz Kartalı

PÜSKÜRTÜYOR!…MOBY DİCK

Moby Dick- Herman Melville
Püskürtüyor! Balina gemilerinde tayfanın duymayı beklediği en önemli, en hayati haykırış. Onların okyanuslarda gomina gomina avlarını arama nedeni, olmazsa olmazları. Bu haykırış, belki fırtınalardan, belki içecekleri sudan, belki de kumanyadan da önemli.

PÜSKÜRTÜYOR!…MOBY DİCK
Uluç Hanhan - Köstenada( uluchanhan@gmail.com )
1.615 views
15 Ocak 2022 - 12:40

New York’lu Melville Tayfa Olmayı Seçiyor

1819’da New York’ta doğan Melville, hali vakti yerinde, iyi bir ailenin oğluydu. Babası, çok para sıkıntısı çektikten sonra delirerek öldü. Melville’in annesi, yedi sekiz çocukla ve bir yığın borçla ortada kaldı. Bu sırada, Melville on iki yaşındaydı. Ancak on beş yaşına kadar okula gidebildi. Ailesinin para durumu yüzünden, on beş yaşında ekmeğini kazanmak zorunda kalan Melville çeşitli işlerle uğraştı: Bir bankada, ağabeyinin kürkçü dükkânında, bir çiftlikte çalıştı. Bir ara öğretmenlik yaptı. Sonra, 1837’de, on sekiz yaşındayken, Liverpool’a giden bir gemide iş buldu. Amerika’ya döndükten sonra, gene bir süre New York’ta öğretmenlik yaptı. Ne var ki, deniz özlemine kapılmıştı artık. Melville’in içi içine sığmıyordu. Güney denizlerine giden Acushnet adlı bir balina gemisinde tayfa oldu. Bu gemide bir buçuk yıl çalıştıktan sonra, bir arkadaşı ile birlikte gemiden ayrılıp, Markiz adalarının birinde kaldı. Orada bir çeşit tutsak olarak bir ay kaldıktan sonra, Melville, Avustralya’dan gelen bir ticaret gemisine binerek kaçtı. Bu gemide de uzun süre kalmadı. Pasifik okyanusu adalarının büyüsüne iyice tutulduğu için, Tahiti’ye gelince, gemiye dönmedi. Gene bir balina gemisinde tayfa olarak oradan ayrıldı, Hawaii adasına, Honolulu’ya gitti. Oradan Amerikan donanmasının bir gemisine tayfa girdi, on ay kadar da bu gemide çalıştı. Melville, 1844 yılının sonlarına doğru denizden vazgeçti.

Yazar Melville balina gemisinde yaşadı ve yazarken yaşattı

Çeşitli serüvenlerle geçen bu yolculuklarında çok görmüş, çok öğrenmişti. Bu üç dört yıl, özellikle balina gemisinde geçirdiği on sekiz ay, Moby Dick’in temelini kurmuştu. Melville’in gençliği ne denli renkli, serüvenli, hareketli ise, yirmi beş yaşından sonraki yaşamı da, görünüşte o denli durgun, can sıkıcı, hareketsiz geçmiştir. 1846 ile 1850 arasında, Melville yarı yarıya kendi öz yaşamından kaynaklanan beş kitap yayımladı: Typee, Omoo, Mardi, Redburn ve White-Jacket. Bunlar sayesinde oldukça ün sağladı. Ama 1851’de ilk olarak İngiltere’de yayımlanan gerçekten büyük yapıtı Moby Dick, bu ilk romanları kadar tutulmadı. 1847’de evlenen Melville, Massachusetts’te bir çiftliğe çekilip, on üç yıl orada sessiz sedasız oturdu. Karısını, dört çocuğunu geçindirebilecek kadar para sağlayamıyor, çok sıkıntı çekiyordu. Melville, bir ara konferanslar vererek para kazanmaya çalıştı. Derken1863’te New York’a taşındı, kendine iş aradı. Üç yıl sonra, kırk yedi yaşındayken, gümrük müfettişi olarak, pek az para getiren küçük bir memuriyet buldu ve on dokuz yıl bu işte kaldı. Yirmi beş yaşına değin dünyanın denizlerinde cirit atan Melville, hayatının son kırk yedi yılında ancak üç kez yolculuk etti: 1849’da Moby Dick İngiltere’de basılırken Avrupa’ya gitti. Londra’ya ve Paris’e uğradı. Bir ara kaptan olan kardeşinin gemisinde Pasifik okyanusunda yolculuğa çıktı. 1856’da, kayınpederinin verdiği parayla, Kudüs’e gitti. Bindiği gemi bu arada dört gün İstanbul’da kaldı. İlk iki gün yoğun sisten ötürü, Melville hiçbir şey görmemiş, ancak sahilde köpeklerin havladığını duymuştu. Sis dağılınca İstanbul’un görünüşüne hayran kaldı.

Büyük bir yazar göçüp gittiğinde…

Otuz yaşından sonra Melville yazar olarak tüm ününü yitirmişti. Melville 1891’de, yetmiş iki yaşında öldüğü zaman, Amerika’da büyük bir yazarın göçüp gittiğinin hiç kimseler farkına bile varmadı. Birçok dâhi gibi, Melville de kendi yaşadığı çağın sınırlarını iyice aşmış, çoğu çağdaşlarının kavrayamayacağı eserler vermişti. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Amerikalı ve Avrupalı okuyucular Melville’i yeniden keşfettiler. Ve işte o zaman kıyametler koptu. Hiç önemsenmeyen Moby Dick ile birlikte, Melville’in tüm kitapları yeniden yayımlandı; Melville’i inceleyen yüzlerce makale, sayısız kitap basılmaya başlandı.

Kitap

Moby Dick’in bir çocuk kitabı olduğunu düşünenler yanılırlar. Bu kitaplar asıl eserin basitleştirilmiş kopyalarıdır. Moby Dick çok zengin bir kitap: gerçekçi bir serüven romanı, balinagiller üzerine bilimsel bir inceleme, balina avcılığı üzerine teknik bir yapıt, alegori, şiir ve güldürücü sahneleri olan trajedi. En doğrusu bu kitap bir deniz destanıdır. 1850 ve 1851 yılında yazılmış, 1851’de yayınlanmıştır. Kitaptaki olayın 1830-1840’larda geçtiği sanılmaktadır. Olaylar, Pasifik, Atlantik ve Hint Okyanusu’nda seyreden Pequod balina gemisinde yaşanır.

Melville Shakespeare’in tüm eserlerini okumuştur. Gerek gemilerde geçirdiği yıllar, gerekse de okuduğu kitaplar, yetenek ve tutkusu böyle bir başyapıtı ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte bir balina 1820’ye doğru, Essex adlı bir gemiyi batırır. Batan geminin ikinci kaptanı Owen Chase’in bu konuda yazdığı kitap, kendi oğlu tarafından yakın ahbabı olan Melville’e verilir. Essex adlı geminin macerasını anlatan film 2015’te vizyona girer. “In the Heart of The Sea” adlı filmin yönetmeni Ron Howard’dır. Ayrıca korkunç gücü, saldırganlığı, kötülüğü, bembeyaz oluşu, hatta adı Moby Dick’inkini andıran Mocha Dick diye bir balina da Pasifik okyanusunda ün salmıştı o sıralarda. Mocha Dick sonunda yakalanmış, ama onun yüzünden otuzdan fazla adam ölmüş, on dört balina sandalıyla dört gemi batmıştı.Moby Dick’in gerçek örneğinin bu Mocha Dick olduğu gerçeği ortadadır.

Özet

Anlatıcı İsmail, bir balina gemisine katılmak ister. Bir denizci olarak birkaç sefer yapar ama hiçbirinde balina avcısı değildir. New Bedford, Massachusetts’e gider ve burada bir balina avcısı hanında kalır. Han oldukça dolu olduğu için, Güney Pasifik’ten her tarafı dövmelerle kaplı Queequeg adlı bir zıpkıncı ile aynı yatağı paylaşmak zorundadır. İlk başta Queequeg’in tuhaf alışkanlıkları ve şok edici görünümünden iğrenen İsmail, sonunda adamın cömertliğini ve nazik ruhunu takdir etmeye başlar ve ikisi birlikte bir balina avı gemisinde çalışmaya karar verir. Balina avcılığının geleneksel başkenti Nantucket adasına bir gemiyle giderler. Orada, ispermeçet balinalarının kemikleri ve dişleriyle süslenmiş vahşi görünümlü bir gemi olan Pequod’a yazılırlar. Pequod’un Quaker sahipleri, Peleg ve Bildad, maaş için sıkı bir pazarlık yaparlar. Ayrıca, son yolculuğunda bir ispermeçet balinasıyla karşılaştığında bacağını kaybetmekten kurtulan geminin gizemli kaptanı Ahab’dan da söz ederler.

Pequod Güney’e Doğru İlerliyor

Pequod birçok farklı ülke ve ırklardan gelen erkeklerden oluşan bir ekip ile bir soğuk Noel Günü adadan ayrılır. Kısa süre sonra gemi daha sıcak sulara ulaşır ve Ahab bir ispermeçet balinasının çenesinden yapılmış takma bacağı üzerinde dikkatli bir şekilde dengede durarak, günler sonra güverteye ilk kez çıkar. Bacağını yutan efsanevi büyük beyaz balina Moby Dick’i takip etme ve öldürme arzusunu ilan eder, çünkü bu balinayı kötülüğün vücut bulmuş hali olarak görür. Ahab direğe altın bir İspanyol altını çiviler ve bunun balinayı ilk gören kişiye ödül olacağını bildirir. Pequod Afrika’nın güney ucuna doğru ilerlerken, balinalar görülür ancak avlanamaz. Av sırasında, gemi mürettebatından hiç kimsenin yolculukta daha önce görmediği bir grup adam ambardan çıkar. Erkeklerin lideri Fedallah adında egzotik görünümlü birisidir. Adamlar, Ahab’ın Bildad ve Peleg’i hiçe sayarak gemiye soktuğu özel zıpkın ekibini oluşturur.Ahab adamların becerilerinin ve Fedallah’ın kehanet yeteneklerinin Moby Dick’i avlamasında kendisine yardımcı olacağını umar.

Pequod Afrika’yı döner ve Hint Okyanusu’na girer. Birkaç balina başarılı bir şekilde yakalanır ve yağları için işlenir. Gemi zaman zaman diğer balina gemileriyle karşılaşır. Ahab her zaman gemi kaptanlarından Moby Dick hakkında bilgi ister. Gemilerden biri olan Jeroboam, Moby Dick’i tehdit eden herkes için kıyameti öngören çılgın bir peygamber olan Gabriel’i (Cebrail’i) taşır. Gemisinde balina avlayanlar felaketle karşılaştıklarından, Gabriel’in kehanetleri dikkate alınabilir gibi görünür. Pequod’un zıpkıncılarından biri olan Tashtego, avlanan bir ispermeçet balinanın kafasındaki yağı boşaltmaya çalışırken, balinanın hacimli kafasına düşer ve daha sonra gemiden uzaklaşır ve batmaya başlar. Queequeg, okyanusa dalar ve yavaşça batan kafayı keserek Tashtego’yu kurtarır.

Başka bir balina avı sırasında, Pequod’un zenci kamarotu Pip, bir balina teknesinden atlar ve okyanusun ortasında bırakılır. Deneyimin sonucu olarak delirir ve gemi için deli ama kâhin bir soytarı olur. Kısa bir süre sonra Pequod, balina gemisi Samuel Enderby ile karşılaşır. Ahab, Moby Dick ile yaptığı bir karşılaşmada kolunu kaybeden geminin kaptanı Captain Boomer ile tanışır. İki kaptan balinayı tartışır. Bu karşılaşmadan sağ kurtulduğu için mutlu olan Boomer, Ahab’ın intikam arzusunu anlayamaz. Kısa bir süre sonra, Queequeg hastalanır ve ölüm beklentisiyle gemi marangozundan kendisine bir tabut yapmasını ister. Ancak iyileşir ve tabut sonunda Pequod’un yedek can simidi olur.

Kaptan Ahab…

Ahab, yakında Moby Dick ile karşılaşacağı beklentisiyle, demirci Perth’e dövülmüş bir zıpkın sipariş eder. Zıpkını Pequod’un üç zıpkıncısının kanıyla vaftiz eder. Pequod birkaç balina daha avlar. Ahab’ın ölümüyle ilgili bir kehanette bulunan Fedallah, Ahab’ın önce iki cenaze göreceğini, ikinci cenazenin sadece Amerikan ağacından olacağını ve kenevir ipiyle öldürüleceğini söyler. Ahab bu sözleri, cenaze arabasının ve idamın olmadığı denizde ölmeyeceği şeklinde yorumlar. Bir tayfun çıkar ve Pequod’a St. Elmo ateşiyle aydınlatır. Ahab bu olayı yakın bir yüzleşme ve başarı işareti olarak kabul eder, ancak geminin ikinci kaptanı Starbuck bunu kötü bir alâmet olarak kabul eder ve bu çılgın arayışı sona erdirmek için Ahab’ı öldürmeyi düşünür. Fırtına sona erdikten sonra, denizcilerden biri geminin direğinden düşer ve boğulur; bu ileride olacakların korkunç bir habercisidir.

Ahab’ın Moby Dick’i bulma ve yok etme konusundaki ateşli arzusu artmaya devam eder ve deli Pip artık onun daimi arkadaşıdır. Pequod, Ahab’ın büyük balinayı bulmayı umduğu Ekvatora yaklaşır. Gemi, her ikisi de yakın zamanda balinayla ölümcül karşılaşmalar yaşayan Rachel ve Deligth adlı iki balina gemisiyle daha karşılaşır. Ahab sonunda Moby Dick’i görür. Zıpkın botları indirilir ve Moby Dick, Ahab’ın zıpkın botuna saldırır ve botu yok eder. Ertesi gün, Moby Dick tekrar görülür ve tekneler bir kez daha indirilir. Balina zıpkınlanır, ancak Moby Dick tekrar Ahab’ın teknesine saldırır. Zıpkın ipinde mahsur kalan Fedallah, ölümüne kadar denize sürüklenir.   Starbuck, Ahab ve kızgın balina arasına girerek Pequod’la manevra yapmalıdır.Üçüncü gün, tekneler bir kez daha onlara saldıran Moby Dick’in peşinden gönderilir. Adamlar, Fedallah’ın cesedinin zıpkınla balinaya bağlandığını görürler. Moby Dick Pequod’a çarpar ve batırır. Ahab daha sonra bir zıpkın ipine  yakalanır ve zıpkın teknesinden ölümüne fırlatılır. Kalan tüm balina tekneleri ve balinacılar,  batan Pequod’un yarattığı girdaba yakalanır ve ölümlerine sürüklenir. Kovalamacanın başında bir tekneden atılan İsmail, girdaptan kaçacak kadar uzaktadır ve tek başına hayatta kalır. İsmail, Moby Dick’le daha önceki karşılaşmasında kaybolan mürettebatı arayan Rachel tarafından alınıncaya kadar, Queequeg’in enkazdan çıkan tabutunun üzerinde yüzer.

Roman Kahramanları

İsmail, anlatıcı ve Pequod mürettebatının genç bir tayfası. İsmail, romanın olaylarında önemli bir rol oynamaz, ancak anlatının çoğu, balinalar ve balinalar hakkındaki belagatli, ayrıntılı ve abartılı söylemi tarafından ele alınır. Öykünün merkezinde olmasına rağmen, İsmail okuyucuya kendisi hakkında fazla bir şey açıklamaz. İsmail karadan zevk almayan, maddi sıkıntı çeken, hayatını denize adamış bir karakterdir. İsmail’in sanattan, jeolojiden, anatomiden yasalara ve edebiyata kadar geniş bir konu yelpazesinde sık sık yaptığı konuşmalardan onun zeki ve iyi eğitimli olduğu açıktır. Kendi kendini yetiştirmiştir. Balina gemisine katılmadan önce kaldığı handa zıpkıncı Queequeg ile aynı yatağı paylaşması, eşcinsel bir öğe olarak değerlendirilebilir. Burada İsmail’in yazar olduğunu düşünüyoruz.

 

Kaptan Ahab, ismini İsraillileri putperest bir yaşama sürükleyen kötü kral Ahab’dan alır. Pequod’un benmerkezci kaptanı. Ahab bir bacağını Moby Dick’e kaptırır. Mürettebatını kendisine katılmaya ikna etmek için bir karizma ve dehşet karışımı kullanarak balina peşinde koşarken kararlıdır. Hırs ve intikam doludur. Bir kaptan olarak diktatördür ama adaletsiz değildir. Bazı anlarda, deli Pip’i önemseyen ve Nantucket’teki karısı ve çocuğu hakkında derin düşüncelere dalan şefkatli bir tarafı vardır. Ahab, Pequod’un takıntılı kaptanı, hem eski hem de özünde modern bir kahraman tipini temsil eder. Ahab, tarihsel trajedi kahramanları gibi efsanevi karakterlerle paylaştığı ölümcül tek bir kusurdan muzdariptir. Muazzam aşırı güveni veya kibri, onu sağduyuya meydan okumaya ve bir tanrı gibi iradesini yerine getirebileceğine ve doğanın güçlerine karşı bağışık kalabileceğine inanmasına neden olur. Moby Dick’i dünyadaki kötülüğün vücut bulmuş hali olarak görür ve Beyaz Balina’yı saplantılı bir şekilde takip eder. Çünkü bu kötülüğü yok etmenin kaçınılmaz kaderi olduğuna inanır. Ahab insanlara konulan sınırlamalara meydan okur. Saldırgan olduğu kadar asıl kurbandır ve kendisi ile Moby Dick arasında kurduğu sembolik karşıtlık, onu mukadder bir son olarak gördüğü şeye doğru iter.

Tanrısız, Tanrı gibi bir adam

Melville Ahab için “Tanrısız, Tanrı gibi bir adam” der. Dindarların gözünde Ahab tanrısızdır, çünkü kötü güçleri yeryüzünden yok etmek, Tanrının görevidir. Ahab bu işi kendi üstüne almakla, Tanrıyı yadsımış, kendi kendini tanrılaştırmıştır. Ahab’ın dinsiz sayılması gerektiği adından bile anlaşılır, çünkü Kutsal Kitap’a göre, İsrail hükümdarlarının en güçlülerinden biri olan Kral Ahab, karısı İzebel’e uyarak, putlara tapmış, Tanrıya karşı gelmiştir. Ahab her bakımdan tam anlamıyla lanetli bir insandır. Kral Ahab bir okla ölmüştür. Kaptan Ahab ise MobyDick’e atılan bir zıpkının ipi ile.

Moby Dick,en güçlü karakterdir. Büyük beyaz sperm balinası, ispermeçet balinası veya kaşalot da denilir. Beyaz Balina olarak da anılan Moby Dick, denizciler için kötü şöhretli ve tehlikeli ve Ahab tarafından kötülüğün vücut bulmuş hali ve kaderinde olan bir düşman olarak kabul edilir.Bir anlamda Moby Dick bir karakter değildir, çünkü okuyucu Beyaz Balina’nın düşüncelerini, duygularını veya niyetlerini bilemez. Bunun yerine, Moby Dick kişisel olmayan bir güçtür, Tanrı’nın alegorik bir temsilidir, insanoğlunun ne anlayabileceği ne de karşı koyamayacağı esrarengiz ve her şeye gücü yeten bir varlıktır. Moby Dick özgür iradeyi engeller ve mağlup edilemez, sadece barındırılır veya kaçınılır. Balina gibi, okyanusun sadece yüzeyi insan gözlemi ve yorumu için müsaitken, derinlikleri bilinmeyen ve bilinemez gerçekleri gizler. Üstelik İsmail “bütün” bir balinayı eline geçirse bile, hangi parçanın -iskelet, kafa, deri- yaşayan, nefes alan tüm varlığı en iyi şekilde anladığını belirleyemez; balinanın özünü yerini belirleyemez. Bu bilmece, Tanrı ile insan ilişkisinin bir mecazı olarak okunabilir: Tanrı bilinemez ve sabitlenemez.

Yukarıda söylendiği gibi Ahab ne denli yüce ise, bu destanın gerçek kahramanı Moby Dick de o denli yücedir. Melville, Moby Dick’i de Zeus’a benzetir, tanrılar gibi yüzdüğünü söyler.Moby Dick meydana çıkınca, tayfaların onun üstüne anlattıkları garip masallara, aralarında binlerce kilometre mesafe olan iki ayrı yerde aynı sırada bulunabileceğine, hiçbir zıpkının, hiçbir insan gücünün onu öldüremeyeceğine, dünya yaratılalı beri var olduğuna, her zaman da var olacağına inanacağımız gelir.

Starbuck, Pequod’un ikinci kaptanı. Starbuck, Ahab’ın kararını önce özelde, sonra da herkesin önünde sorgular. İnançları konusunda dogmatik veya ısrarcı olmasa da, Hıristiyanlığın etrafındaki dünyayı yorumlamak için bir yol sunduğuna inanan bir Quaker’dır. Starbuck, Ahab’ın çılgınlığına karşı muhafazakâr bir güç olarak hareket eder.Akılcıdır, dindardır. Pequod‘nin üç kaptanı öncelikle Ahab ile felsefi zıtlıklar sağlamak için kullanılır. İkinci kaptan olan Starbuck, dindar bir adamdır. Ayık ve muhafazakâr, eylemlerini ve olayların yorumlarını belirlemek için Hıristiyan inancına güvenir. Geminin üç zabitinin hayata bakış açıları Ahab’ın saplantısını vurgulamak için kullanılır. Ahab, daha büyük bir güç tarafından kendisine karşı bir komplonun sonucu olarak deneyimlerini okur. Starbuck’tan farklı olarak, fark ettiği kozmik düzenin merkezine kendisini yerleştirir. Sorgular, mantıklıdır.

Queequeg, Starbuck’ın yetenekli zıpkıncısı ve İsmail’in en iyi arkadaşıdır. Korkusuz, cesaretli, cömert bir yamyamdır. Queequeg, bir zamanlar Güney Denizi’ndeki bir adadan macera aramak için balina avcılığı yapan bir gemiye sığınan bir prenstir. Afrika, Polinezya, İslam, Hıristiyan ve Kızılderili kültürlerinin unsurlarının bir bileşimidir. İsmail’in ırkın bir insanın karakteri üzerinde hiçbir etkisi olmadığını görmesini sağlar.

Stubb, Pequod’un üçüncü kaptanı. Başta yaramaz, iyi mizahı ile karakterize edilen Stubb, kolay ve popülerdir. Biraz nihilist olduğunu kanıtlar, her zaman kadere güvenir ve herhangi bir şeye çok fazla önem atfetmeyi reddeder. Stubb, kriz anlarında neşeli ve soğukkanlıdır. Tehlikeli balina avcılığında o kadar uzun süre çalışması nedeniyle ölüm olasılığı onu endişelendirmez. Bir kaderci olarak olayların olması gerektiği gibi olduğuna ve bu konuda yapabileceği çok az şey olduğuna inanır. Dünyasını değiştirebileceğine inanmaz.

Stubb’ın zıpkıncısı Tashtego, ortadan kaybolmak üzere olan bir kabilenin son üyelerinden biri olan Martha’s Vineyard’dan GayHead (Şen Kafalılar) Kızılderilisidir. Tashtego, balinanın kafasındaki ispermeçet yağını çıkarmak gibi gemideki birçok zor görevi yerine getirir. Queequeg gibi, Tashtego da “soylu vahşinin” belirli özelliklerini bünyesinde barındırır ve ırksal klişelere meydan okumak içindir. Bununla birlikte, Queequeg’den daha pratik ve daha az entelektüeldir.

Flask, Martha’sVineyard’daki Tisbury’nin yerlisi ve Pequod’un kısa ve tıknaz dördüncü kaptanıdır.Flask’ın çatışmacı bir tavrı olup hiçbir şeye saygısı yoktur. Boyu ona “baş kütük” lakabını kazandırır çünkü belli bir tür kısa ve dört köşe kütüğe benzer. Flask sadece avın heyecanını yaşar ve balinaları öldürmekten gurur duyar. Sonuçları hiç düşünmez ve yorumlamaz. Sorgulamaz, olduğu gibi yaşar.

Daggoo, Flask’ın zıpkıncısı. Daggoo, fiziksel olarak muazzam, buyurgan görünen bir Afrikalıdır. Queequeg gibi, evinin yakınında duran bir balina avcısı gemisinde saklanır. Daggoo, kitapta Queequeg veya Tashtego’dan daha az belirgindir.

Pip, Pequod’da bir kamarot veya soytarı rolünü dolduran bir genç zenci çocuk. Pip, anlatının başlangıcında küçük bir role sahiptir, ancak bir süre denizde tek başına kaldıktan sonra delirdiğinde önemli hale gelir. Shakespeare’in oyunlarındaki aptallar gibi, yarı aptal ve yarı peygamberdir, çoğu zaman başkalarının anlamadığı şeyleri algılar.

Fedallah, Ahab’ın mürettebatın çoğunun haberi olmadan gemiye getirdiği tuhaf, doğulu yaşlı bir Parsi (Fars, ateşe tapan). Fedallah’ın çok çarpıcı bir görünümü vardır. Başının etrafında kendi saçından yaptığı bir türban olup siyah bir Çin ceketi ve pantolonu giyer. Neredeyse doğaüstü yetenekli bir avcıdır ve aynı zamanda Ahab’a peygamber olarak hizmet eder. Fedallah, kendisini tedirginlikle izleyen mürettebatın geri kalanıyla arasındaki mesafeyi korur.

Peleg, Nantucket’in hali vakti yerinde bir emekli balina avcısı ve bir Quaker. Pequod’un ana sahiplerinden biri olan Peleg, Kaptan Bildad ile birlikte mürettebatı işe almakla ilgilenir. İkisi İsmail ve Queequeg için pazarlık yaparken, maaş teklifi çok etkileyici olmasa da Peleg cömert olandır.

 

Bildad, Pequod’un büyük bir hissesine sahip olan Nantucketlı bir başka hali vakti yerinde Quaker eski balinacı. Bildad, ücret müzakerelerinde Peleg’den daha huysuz.

Peder Mapple, eski bir balina avcısı olup New Bedford Balinacı Şapeli’nde vaizdir. Peder Mapple, Yunus Peygamber ve balina hakkında İncil’i kullanarak balina avcılarının hayatlarını ele aldığı bir vaaz verir. Bilgili ve aynı zamanda deneyimli, denemeleri onu acı veya intikam yerine Tanrı’ya yönlendiren birinin örneğidir. Vaaz verdiği kürsü bir balina gemisinin baş tarafına benzer. Mapple buraya bir kılavuz kaptan çarmıhı vasıtasıyla çıkar.

 

Kaptan Boomer, İngiliz balina gemisi SamuelEnderby’nin neşelikaptanıdır. Boomer, Moby Dick’in karıştığı bir kazada kolunu kaybeder. Ahab’ın aksine, Boomer canını kurtarmaktan memnundur ve balinanın peşinden koşmayı delilik olarak görür. İki adam benzer bir deneyime farklı şekillerde tepki verir.

 

Gabriel (Cebrail), Jeroboam’da adlı gemiden bir denizci. Shaker tarikatının (Hıristiyan mezhebi)  bir parçası olan Gabriel, Moby Dick’in Shaker tanrısının enkarnasyonu olduğunu ve ona zarar verme girişimlerinin felaketle sonuçlanacağını kehanet eder. Onun kehanetleri, Yeroboam’ın eşinin bir balina avında ölmesi ve gemiyi kasıp kavuran veba salgınıyla doğrulandı.

İspermeçet yağı, amber, balina kemikleri ve petrole dair 

Bu başlıktaki ilk üç sözcük balinadan elde edilir, dördüncüsü ise balinalarının hayatını büyük ölçüde kurtardı. Moby Dick yayımlandığında Osmanlı’da saltanatta Abdülmecit (1839-1861) vardı. Osmanlı’da geleneksel aydınlanma aracı mumdu. Saraylarda ve zengin konaklarında balmumu ve halkın evinde ise yağ mumu ya da sadeyağ yakılırdı. Sonraları saray ve konaklarda Avrupa’dan getirilen ispermeçet mumu kullanılmaya başlanınca, 1863 yılında Beykoz’da bir ispermeçet fabrikası kuruldu. Balina başından çıkarılan bir yağ ile yapılan ispermeçet mumu is yapmazdı.

Balinadan elde edilen diğer bir ürün amberdir. Çoğu pahalı parfümün içinde balina dışkılarında oluşan amber (ambergris, denizin hazinesi veya yüzen altın ) adlı değerli taştan elde edilen alkol “ambrein” bulunur. Amber, ispermeçet balinasının karnında oluşan gri, hoş kokulu bir maddedir. Denizde yüzer, rengi beyaz, siyah, kahverengi olabilir. Hint ve Pasifik okyanusu kıyılarına amber kütleleri vurur.

Ayrıca kuzey balinasının esnek kara kemikleri kadın korselerinde, fırfırlı eteklerinde ve sutyenlerinde çok kullanılırdı. Balen olarak da bilinir. Sonunda Amerika’dan gelen bir haberle balina avcılığı bugün birkaç ülke hariç (Japonya, İzlanda ve Norveç) tarihe karıştı. 27 Ağustos 1859’da Amerikalı girişimci Edwin Drake Pennsylvania’nın batı kesiminde (Titusville) zaman zaman köpürerek toprak üzerine çıkan ham petrolün damarını bulmayı umuyordu. Sonunda Drake’in sondaj ekibi sıkışmış bir ham petrol rezervine rastladı ve petrol toprağın 21 metre altından yeryüzüne fışkırmaya başladı. Balinalar kurtulmuştu ve dünya artık eskisi gibi olmayacaktı.

Romanda bizden de bazı referanslar var. Bunları şöyle sıralamak mümkün: Bir Türk halısının yumuşaklığı; Müslümanları namaza çağıran bir Türk müezzini; “Bir balina beyaz sakallı İstanbul müftüsü mü ki, hıncahınç sokaklarda bile kolayca bulunsun?”; Türk Bilginleri; Türklerin Yunus peygamberin onuruna bir cami yaptırdıkları; Keyhüsrev’in ordusu; Türk padişahı; Türklerin amberi yemeklerine katar ve Kâbe’ye götürdükleri; Marmara Denizi; Çanakkale Boğazı; Türk kadırgaları; “Tabuta çepeçevre otuz tane ayrı halat parçası koyar, uçlarını Türk sarığı (Turk’s Head) gibi düğümlerim”; Osmanlı minderi gibi; Keyfine düşkün bir Osmanlı (balina); Konstantinopolis’yani bugünkü İstanbul; Osmanlı cellâtları.

 

Uluç Hanhan

www.uluchanhan.com

 

Kaynaklar

Herman Melville, Moby Dick, Yapı Kredi Yayınları,14. Baskı, 2021, İstanbul

Türkiye Tasarım Kronolojisi- Aydınlatma,http://bizinsanmiyiz.iksv.org/wp-content/uploads/2017/11/ayd%C4%B1nlatma_tr_opt.pdf

Vahit Taha Kurutlu, 19 yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’da Aydınlatma Aracı Olarak Havagazı, Y.L. Tezi, 2013, Ankara

Neslihan Ünal, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1163703

www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-49838331, Petrol nasıl bu kadar önemli oldu: Bağımlılığın tarihi

 

 

 

GÜNLÜK HABER AKIŞI
STM’DEN DUVAR ARKASI RADAR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ÇiN UZAY HACMİNİ ARTIRIYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
DAĞIN KRALI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TOPRAK ZAFERE SÜRÜYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
CAM ŞİŞE ATMA ORMANI YAKMA
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SHENZHOU 15 YERYÜZÜNE DÖNDÜ
GÜNLÜK HABER AKIŞI
İSTANBUL PLAJLARI YAZA HAZIR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
HAYDİ GÖLDE BALIK TUTALIM…
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RENK KODLU MARS HARİTASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Bugün Dünya Yunus Günü!
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YUNANİSTAN’DA TREN KAZASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RÖMORKÖR ALABORA OLDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TÜRK GEMİSİ KARAYA OTURDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
EYT 1 YIL ERTELENEBİLİR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ENGELLİLERİN ACI FERYATLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YİNE SINIFTA KALDIK
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SULAK ALANLARI ONARMA ZAMANI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Anneler Günü Kutlu Olsun
KÖŞE YAZARLARI

Copyright © 2024 Deniz Kartalı. Tüm Hakları Saklıdır.