Muhammet YILMAZ – Merve Nur CENGİZ
Asya ve Avrupa’yı birbirinden ayıran, Boğaziçi su kanalı ve Prens Adaları ile adeta bir deniz şehrini andıran İstanbul’un sayısız su altı zenginliklerinin dünyaya tanıtılması, ve bu kadim kentin değerli bir mirasını gelecek nesillere aktarılabilmesi için farkındalık oluşturacak bir araç niteliği taşıyacak olan “İki Deniz Bir Şehir: Su Altından İstanbul”, isimli 54 fotoğraflık sergi ve bir belgeselden oluşan gösterimin lansmanı gerçekleştirildi. Şişli Harbiye’de bulunan Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen gösterime binlerce kişi katıldı. Salon girişindeki sergi ve kokteyl ikramı ile başlayan program, konser salonunda Mavi Görüntüleme ve Su Altı Hizmetleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Turizm Müdürlüğü adına hazırlanan belgesel gösterimiyle devam etti. Belgesel gösteriminin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hayri Baraçlı tarafından belgeseli büyük emeklerle çeken ekibe plâket ve çiçek takdimi yapıldı.
Büyük emek var
İstanbul’un su altı zenginliğini bütün yönleriyle halka tanıtan gösterim için yapılan hazırlık, serginin ve belgeselin oluşturulmasında harcanan büyük emek dikkat çekiyor. Hem sergiyi oluşturan tablolar, hem belgesel filmini meydana getiren görüntülerin çekilmesi için 33 dalış noktasında tam 120 dalış gerçekleştirildi. Üç su altı kameramanı, beş de su altı fotoğrafçısı tarafından 52 gün, 13 saat 4K kayıt ve bin 500 su altı fotoğraf çekimiyle, şimdilerde İstanbullular tarafından keşfedilmeyi bekleyen toplam 130 deniz canlısı görüntülendi. Recep Şen’in liderliği, Sait Özgür Gediklioğlu’nun yönetmenliğinde; Meltem Taşdelen, Berhan Taşdelen, Cem Dalyan, Serhan Yürük, İsmail Odabaşı ve Cenk Ceylanoğlu, hazırlanan sergi ve belgeselin hazırlanmasındaki o görüntüleri çeken ekibi oluşturdu.
Rengârenk canlılar
Şen ve ekibi tarafından görüntülenen su altı kameralarıyla görüntülenen 130 farklı canlı arasında özellikle ismi neredeyse hiç duyulmamış bir canlı olan deniztavşanının birçok alt türü yer almakta. Bununla birlikte suyun yaklaşık 30 metre derinliğinde yer alan mercanlar, daha sığ sularda dalgıç kameralarına yakalanan iskorpit, dil balığı, vatoz, horozbina, çırçır, ördek balığı, gelincik, deniz kalemi ve denizşakayıkları da isminin çok az duyulması ya da hiç duyulmaması nedeniyle dikkat çekici canlılar arasına girdi. Belgesel çekimleriyle su altı turizmine yeni dalış noktaları kazandırdıklarını söyleyen Recep Şen “Kirleterek yok ettiğimiz Boğaziçi ve Marmara halen 100’den fazla canlının yaşam alanı. Yani denizlerimizi korursak bu canlıları da korumuş olacağız” dedi.