2002 yılında SAT komandolarının bir kaşalot balinasını hayalet ağlardan kurtardığını, TCG Sakarya’ya yunusların eşlik ettiğini söyleyen askeri uzmanlar deniz memelileri konusunda çok dikkatli davranıldığını söyleyerek iddiaları reddetti.

Yunus ölümlerinden tatbikatı sorumlu tuttular

1998 yılında Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de 50 gemi ile yapılan Deniz Kurdu-98’den 21 yıl sonra tüm kuvvetlerin ve 103 savaş gemisinin katılımı dünyanın dikkatini çekmişti. 27 Şubat-8 Mart arasında Karadeniz, Ege ve Akdeniz’deki 462 bin kilometrelik alanda gerçekleşen Mavi Vatan 2019 tatbikatı, uluslararası askeri çevreleri tarafından dikkatle izlenirken Yunanistan’ın rahatsızlığı sürüyor. Tamamen Türk mühendislik ürünü MİLGEM örnekleri TCG Heybeliada, TCG Büyükada ve TCG Burgazada korvetleri kadar insansız hava araçları tatbikata damgasını vurmuştu. Tatbikatı ulusal egemenliklerine tehdit olarak değerlendiren Yunan basını aradan geçen 40 günün ardından uluslar arası kamuoyunun dikkatini yunus ve balina ölümleriyle çekmeye çalışıyor. 103 geminin radar, sonar gibi akustik hareketlerinin deniz memelilerinin yaşamlarını tehdit ettiğini öne süren Yunanistan Deniz Koruma Enstitüsü, Samos kıyılarında 15 yunusun öldüğünü iddia etti. Enstitü Başkanı Anastasia Miliou, “Türk tatbikatlarının yunusları öldürdüğünü söyleyemeyiz, ancak ölü sayısında olağandışı bir artış olduğu gerçeği ki Ege kıyıları geniş olduğundan biz bu ölümlerin sadece bir bölümünü gördük, 100’den fazla askeri geminin kullanıldığı tatbikatla örtüşüyor. Bu çok endişe verici ve bu iki olayın birbirinden bağımsız olduğunu söyleyemeyiz” dedi.

Donanma askerleri deniz memelileri konusunda eğitilir

Askeri uzmanlar ise eğitimlerde bile denizdeki canlılarının akustik ortamdan zarar görmelerini engellemek için dikkatli davranıldığını belirterek iddiaları reddetti. Emekli Deniz Albay Tamer Günebakan, 2002 yılında Ege Denizi’nde hayalet ağlara yakalanan kaşalot balinasını SAT komandolarının kurtardığı vurgulanırken, tüm donanma askerlerinin deniz memelilerinin yoğun bulunduğu sahalarda ve üreme dönemlerinde aktif sonar kullanımından kaçınmak üzere eğitildiğini söyledi. Sualtı konularında uzman Günebakan, Deniz memelilerinin yaşam alanlarını etkileyecek riskleri en aza indirmek için aktif sonar yerine gemilerin iki tarafına gözcüler yerleştirilerek 24 saat görev yaptığı hatırlatıldı. Türk donanmasının Ege ve Akdeniz’de ki koruma alanları ve göç bölgelerindeki koy ve körfezlerde, deniz barınaklarının ve koruma bölgelerinin 1 deniz mili içinde sonarların düşük çıkışta çalıştırıldığını belirten askeri uzmanlar iddiaların uluslar arası kamuoyunu yanıltma amacı taşıdığını belirtti.

Emekli Deniz Albay Tamer Günebakan; “ Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yaptığım sürenin 28 yılını sualtıcı olarak görev yaptım ve bu süre zarfında dalış, sualtı akustiği ve sualtı tahrip eğitimlerini bir fiil icra edip, faaliyetlerin sualtı doğal hayatına ve sualtı canlılarına yönelik olarak muhtemel etkilerini de gözlemleme tecrübesine sahibim. Özellikle sonar etki mesafelerinin insan ve sualtı canlılarına olabilecek etkilerinin denendiği faaliyetlere de şahitlik ettim. Ancak zarar görmeleri konusunda hiçbir tespitim olmadı. Bununla beraber özellikle sualtı tahrip uygulamaları çok düşük miktarda kullanılan patlayıcı maddeler ile, kesinlikle doğal yaşamı etkilemeyecek şekilde çok kontrollü bir şekilde gerçekleştirilir. “ dedi.

burst

Günebakan. “Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı gerek uluslararası anlaşmalar gerekse Türkiye Cumhuriyeti yasa, yönetmelik ve yönergelere titizlikle takip eden, uygulayan ve kontrol etme aşamasında da hassas davranan bir kurumdur. Üs/Liman bölgelerinde ve Türk Sancağını şerefle taşıyan gemilerinde çevreye zarar vermeyi engelleyecek şekilde yatırımlar yapmış ve iç denetim yoluyla takip ve kontrolünü de gerçekleştirmektedir. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının bugüne kadar istatistiki olarak sualtı canlılarına zarar verdiğine dair bir bilgiye de rastlamadım. Yapılan suçlamalar mesnetsiz ve uluslararası kamuoyunda algı yaratmak üzerine yaratılmış haberlerdir. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının planlama safhası başta olmak üzere lojistik ve harekat yönleriyle üç denizde kararlılık ve başarıyla icra edilmesini gölgelemek ve harekat sahasını ve fiili eğitimlerini kısıtlamaya çalışmak amacıyla komik gerçeği yansıtmayan bir girişim olarak görüyorum.”diye konuştu.

Yunuslar denizaltıya eşlik etti

İstanbul Boğazı’nı geçen TCG Sakarya denizaltısının önünde giden yunus sürüsünü hatırlatan Günebakan, Yunanistan’ı asıl rahatsız edenin Türk ateş gücü ve yerli mühendislik ürünü gemilerin tüm dünyanın dikkatini çekecek bir tatbikata imza atması olduğunu vurguladı. Milli Savunma Bakanlığı da iddiaları reddederek Türk savaş gemilerine eşlik eden yunusların görüntülerini paylaştı.