Kuzeyli rüzgarlar esiyordu
Geminin 1971 yapımı yani 53 yaşında olduğu, Marmara Adasından 1250 ton mermer tozu yükleyip Gemlik Körfezine doğru gitmekte iken havanın 5-6 bofor şiddetinde ( saatte 30 – 40 km hızında) kuzeyli rüzgarlar olduğu anlaşılmaktadır. Yaz dw tonu 1090 ton olarak görülmektedir. Kış mevsiminde bu değer daha da düşer örneğin 1050 ton kapasite gibi. Eğer bu doğru ise 200 ton fazla yüklemiş anlamına gelir ki bu çok tehlikeli bir durumdur. Mermer ağır bir yüktür. Eğer ambara iyi istif edilmezse sert rota değişimleri veya kötü hava koşullarında uygun seyir yapılmaz ise yük bir tarafa kayar ve bunu düzeltip eski haline getirmek çok zordur. Bu durumda da gemi tehlikeye girer.
Gemide 6 mürettebat olduğunu öğrendik. Bu geminin müsaade edilen asgari personel sayısı ve personelin ehliyet derecesini henüz bilmiyoruz. Yani bu gemiyi sefere çıkaracak nitelik ve niceliğe sahip olup olmadıklarını bilmiyoruz. Hava nispeten sert olmasına rağmen kazazede gemi kondisyonu iyi ve yükleri iyi istif edilseydi ve seyir rotası hava ve deniz koşullarına göre yapılmasaydı bu kaza olmazdı diye değerlendiriyorum.
“Denizler gemiler için her daim bir tehlike kaynağıdır”
En son 19 Kasım 2023 günü şiddetli karayel fırtınası sonucunda Karadeniz Ereğli liman ağzında mendireğe çarparak parçalanan Pallarda adlı geminin 13 personeli sahilden kurtarılmış; hemen az açığında aynı zaman diliminde Kafkametler adlı geminin batması sonucu bu geminin de batması acil ötesi önlemelerin alınması kaçınılmaz olduğu kanaatindeyim. Denizler gemiler için her daim bir tehlike kaynağıdır. Ancak, Paulo Echo’nun dediği gibi gemiler limanda beklemek için yapılmazlar. Bundan dolayı yapım aşamasında gemiler, gidecekleri bölgelere göre inşa edilip denize, yola ve yüke hazır hale getirilirler. Ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve/veya devletler gemilerin emniyeti için birçok mevzuat geliştirmiş ve zorunlu hale getirmiştir. Bu kuralları uygulamak, belirtilen role talimlerini yapmak ve yerine getirmekle zorunludur.
Bu nedenle;
Her geminin sefere çıkmadan önce seferine ve gemisine has olan acil durum planlaması yapması gerekecektir. Bu olası bir olumsuzluk durumunda nasıl hareket edecekleri hakkında hazırlıklı olmalarını sağlayacaktır. Bunları 4 ana başlıkta sıralayabiliriz:
1. Önlem: Muhtemel deniz tehlikelerine karşı önlem almak.
2. Hazırlık: Önlemlere rağmen olay gerçekleşirse nasıl reaksiyon gösterileceği hususunda hazırlanmak. 3. Müdahale/Eylem: Olay gerçekleşirse olayı minimum zararla veya zararsız atlatma için yapılan çalışmalar.
4. İyileştirme: Olayın bertaraf edilip normal düzene girilmesi.
Yukarıda sıraladığımız 4 adet eylemin yapılması seferin risk analizi (Risk Assessment) ile mümkün olacaktır. Risk analizinde kullanılan en yağın formül risk= olasılık x şiddet ile değerlendirilir. Bunun sonucunda çıkan en yüksek değer o geminin seferi için en riskli olan durum olduğu için ilk sırada değerlendirmeye alınır.
Gemilerde kazaların oluşması bizim İsviçre peyniri modeli dediğimiz birçok olumsuz faktörden bir veya birkaçının aynı anda engelsiz/bariyersiz oluşması sonucunda olmaktadır.
Her kazanın bir kök sebebi vardır. Genel olarak kök sebepleri şöyle sıralayabiliriz;
Prosedürlere uymamak
Personelin bilgi eksikliği
Gemiyi denetleyen kuruluşların denetimdeki eksikliği
Eğitim eksikliği
Emniyet kültürü eksikliği
Geminin yaşı ve klasının durumu.
Bakım ve tutumların gereği gibi yapılmaması
Personelin nitelik ve nicelik olarak mevzuatın öngördüğü düzeyde olmaması
Yükün gereği gibi yüklenip olması gereken istiflemenin yapılması (gemi limanda batar)
Olağan üstü durumlar – mücbir sebepler- vb gibi
Kaza analizlerine baktığımız zaman çoklukla gemilerin yaşı büyük, IACS dışı klas kuruluşunca klaslanmış, denetimlerinden şüphe duyulan bayrak devletleri, personel zafiyeti olan ve daha çok tramp çalışan yükü ve gemisi daha az değerli dökme yük gemilerinin bu tip facia boyutunda kazalara karıştıklarını görüyoruz. Bu tip gemileri Avrupa limanlarına sokmuyorlar. Bizler bunları yapmasak bile denetlenmesinin daha dikkat edilmesi kaçınılmazdır. Bu görüşler genel bir tespitlerdir. Söz konusu olayımızda kazanın kök sebeplerinin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Tahmin ve olasılık bilgilerimiz olmakla birlikte eksik bilgilerle beyanda bulunmanın doğru olmayacağını söylemiştim. Ancak kusur veya kabahati sadece deniz, hava ve suya atmanın da mantıklı olmayacağı aşikârdadır.
Olayın çözümü Kaza İnceleme ve Değerlendirme Kurulu ve yargının yapacağı tespit ve incelemeler sonucunda belli olacaktır. İdarenin yapacağı araştırmadan kasıt kusur veya kusurluların bulunmasından ziyade (o durum yargının görevidir) aynı olayın bir daha tekerrür etmemesi veya tekerrür ettiği zaman zayiattın olmaması veya daha az hasarla atlatılması için alınacak önlemler içindir.
Özet olarak; kaza incelemesi ilgililerce yapılacaktır muhakkak. Bu inceleme olayının bizi ilgilendiren kısmı adli boyutu ile ilgi olmayıp; neden, nasıl olduğu ile bu tip kazaların tekrar etmemesi için alınacak önlemler önemlidir.
Bu arada tekrar ölenlere rahmet dileyecek denizcilik camiasının başı sağ olsun diyorum.
Ayrıca, denizcilik mesleğinin ağır şartları artık sanırım bütün halk tarafından öğrenildi. Bu nedenle geri alınan denizcilere yıpranma payının tekrar değerlendirilerek geri verilmesi gerektiğini değerlendiriyorum.