BABALAR VE OĞULLAR
Bir yeşil saha hikayesi
Oyun her geçen gün endüstriyel bir formata dönüşüp üzerinden para kazanmak isteyenlerin çarpıştığı bir alana dönüşse de babalar ve oğullar arasında her hafta harika vakit geçirilmesini sağlamaya devam ediyor. Maçtan yarım saat önce buluşan babalar kendi aralarında konuşurken birbirlerinin beş sene öncesini bilen çocuklar yaramazlık peşinde. Geçen hafta sahada neler olduğunun muhasebesi de var elbette. Golü kim attı, en iyi kim oynadı, o gol nasıl kaçtı?
Sakin Babacanlar
Sahada mücadele büyük. Çocuklar kendi aralarında en iyi olabilemek belki de babalarının gözüne girebilmek için ter dökerken babalar aman hiçbir çocuk düşmesin yaralanmasın derdinde. Hepsi maç gününü iple çekiyor. Kimi zaman hırsına yenilip sert şut çekenlere acil uyarı geliyor Necdet Baba’dan… “Babacanlar aman diyeyim. Sakin. Sert şut yok…” Çocukların enerjisi bitip tükenmese de babalar aktif dinlenme ile maçı tamamlıyor.
Oyun hayata nasıl dokunur?
Maçın ardından biraz dinlenip temiz kıyafetleri giydikten sonra saha kenarında muhabbet başlıyor. Gelsin çaylar, karnı acıkana köfte, çocuklar gazoz ister misiniz? Apo abi hep tetikte, “Babacan çayını aldın mı?”
Çocuklar yine kendi alemlerine dalmışlar. Maç bitti ama saha dışında paslaşıyorlar. Bir oyun insanın hayatına nasıl dokunur sorusuna en net yanıt bu işte… Dostluk, sevgi, yardımlaşma, heyecan, mutluluk ne ararsan var… Mahmut abi haftaya aynı saatte geliyoruz değil mi?