“Kaplan köpek balığı tehlikelidir”
7 Haziran günü Mısır’ın Kızıldeniz kıyısındaki turizm merkezlerinden Hurghada, bir köpekbalığı saldırısına sahne olmuştu. Denizde yüzen 23 yaşındaki Rus Vladimir Popov kaplan köpek balığının saldırısı sonucu hayatını kaybederken olayın ardından 46 kilometrelik sahil turizme kapatılmıştı. Yerkürenin en zengin iklim ve deniz ekosistemlerinin arasındaki ülkemiz kıyılarında benzer bir saldırının olup olmayacağı tedirginliği sürerken, köpekbalığı konusunda uzman iki bilim insanı görüşlerini Milliyet’e değerlendirdi. Makale ve araştırmalarıyla dünyanın en saygın köpekbalığı uzmanları arasına giren WWF Türkiye Kıkırdaklı Balıklar Danışmanı ve IUCN köpekbalığı Uzmanları Grubu Üyesi Hakan Kabasakal, can kaybıyla sonuçlanan saldırının göz ardı edilmemesi gerektiğini ve doğayla dost önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Kabasakal, “Bu saldırı her yönüyle kötü ve üzerinde konuşulması gereken bir konudur. Nedenini hemen belirlemek çok zor. Kızıldeniz tepe yırtıcı köpek balıklarının yoğun olduğu yer. Agresif bir ailenin türü olan kaplan köpekbalığı, en tehlikelilerdendir. Tekne veya otellerden yemek artığı veya kanlı et atıldıysa bu canlılar bölgeye yaklaşır. Kan ve et kokusunu algılamalarıyla hırçın olabiliyorlar. En önemli gerçek bölgede köpekbalığı varsa plaja koruma ağı kurulmalı. Yoksa denize girilmemeli, otoritenin eksikliği var. İnsan aktivitelerinin emniyetli koşullarda yapılması gerekli. İnsanlar denizden faydalanırken koruyucu ağ ya da cankurtaran sistemleri kurulmalı. Saldırı anında kurbanı götürecek yüksek süratli botlar bulunmalı” dedi.
“Teraziyi iyi dengelemeliyiz”
Küresel köpekbalığı saldırı dosyasında 1845 ve Haziran 2023 arasında gerçekleşmiş yaklaşık 7 bin saldırı olduğunu belirten Kabasakal, “Dışarıdan nedeni hakkında kesin hüküm veremeyiz. Koşulları değerlendirmemiz gerekir çünkü her saldırı kendi özel koşullarında değerlendirilmelidir. Ama teraziyi çok iyi dengelemeliyiz. Besin zincirinin kesintisiz devamı ve deniz ekosisteminin korunması için köpekbalığı varlığına muhtacız. Ova yaşamından kurtları çıkarırsanız kara ekosistemi çöker. Hiçbir köpekbalığı saldırısı sadece ekolojik önem bahanesiyle hafifletilmez. İnsan hayatını güvence altına almak içinde köpekbalığı katliamı yapmanın olumsuz ekolojik yansımaları olur. ” dedi.
“Ülkemizde 38 tür köpekbalığı yaşıyor”
Kabasakal, ülkemizde 38 tür köpekbalığı yaşadığını belirtirken 1881- 2019 yılları arasında saldırı kayıtlarının olduğunu vurguladı. Kabasakal, ” Planktonla beslenen 18 metre boyundaki balina köpekbalığı ve büyük camgöz de kıyılarımızda bulunur. Çekiçbaş, büyük beyaz, mako, keler, domuz köpekbalığı ve camgöz türlerine kadar faunamız zengin. Akdeniz’de toplam 48 köpekbalığı türü var. Güney Ege ve Akdeniz kıyılarında en çok görülüyorlar. Marmara’da 15, Karadeniz’de 10’dan az köpekbalığı türü bulunuyor. 1980’lere kadar büyük beyazlar orkinosların peşinden Marmara’ya giriyordu. Tekneyi ısıran büyük beyaz kayıtları bulunuyor. 2019 yılında dalgıçların yine ortamda ölü balık ve yem artığı bulunması nedeniyle beslenme çılgınlığına girmiş olan kum köpek balıkları tarafından taciz edildikleri biliniyor. Ama denizi kontrol edemezsiniz. Kimseyi paniğe sevk etmeden gözümüzü açık tutmalıyız. Deniz köpek balığının doğal yaşam ortamıdır. Panik yapmadan ve köpek balıklarının katline yol açmadan dikkatli olmalıyız” diye konuştu.
“Denize et ve yemek artığı atıldığı duyumları aldık”
Deniz biyoloğu Dr. Mert Gökalp ise, Hurghada da yapılan turizm tesislerinden ve teknelerden atılan ölü balık ve etlerin saldırıyı tetiklediğine dair izler bulunduğunu söyledi. Dr. Gökalp, “Köpekbalığını et ve kan kokusunun çektiği söyleniyor. Bu yorumlara katılıyorum. Onların evini yok eden biziz, kıyıları talan edip balıkları tüketen ve köpek balıklarını avlayan biziz. Bu canlılar okyanuslardaki en üst avcılar. Av sahalarına girilmemesi gerekli. Afrika’da safari aracından inmek aslanlarla karşılaşmanın tehlikesini arttırıyorsa onların yaşadığı resifte büyük beyaz veya kaplan köpekbalığıyla karşılaşmak doğal. Onların bulunduğu su da yüzmek, zıpkın ve sörf yapmak daha tehlikeli olabilir.” dedi.
Dr. Gökalp, ” Kızıldeniz köpekbalıklarının son sığınağı. Daha güneyde aşırı avcılık yaygın. yılda milyonlarcası yüzgeçleri için avlanıyor. Kıyılardaki insan sayısının artışı sözkonusu. Kıyılarımızda olma olasılığı çok düşük. Bunca yıllık dalış hayatımda keler dışında veya üremeye gelen kum köpekbalıkları dışında görmedim. Zıpkın yapmıyorsanız, olta ile derin av yapmıyorsanız, balık çiftliği çalışanı değilseniz sularımızda karşılaşma ihtimaliniz neredeyse yok.” dedi.
The Sun Türk uzmanları doğruladı
Son bir yıl içinde 34 köpekbalığı saldırısından 7’sinin ölümle sonuçlandığı öğrenildi. Mısır’da ise 12 ayda 3’üncü ölümlü olayın gerçekleştiği ve saldırının ardından 46 kilometrelik sahilin kapatıldığı belirtildi. Kabasakal ve Gökalp’i destekleyen görüş İngiliz basınında yayınlandı. Kızıldeniz Koruma Projesi’nden Ahmed Fouad’ın köpekbalıklarının beslenme düzenlerinin aşırı avlanma nedeniyle bozulduğunu açıklarken, saldırıların artmasının üç temel nedeni olabileceği paylaşıldı. Aşırı balık avlanmasına bağlı besin azlığı, tekne ve işletmelerden atılan etler ile sahillerdeki turist sayısının artması.