Asurlular vergilerini Mısırlılara bu bakır külçelerle ödüyorlar
Arkeolojik kazı çalışmalarını sürdürdükleri M.Ö. 16. yüzyıla tarihlenen Tunç Çağı batığının dünyanın en eski batıklarından biri olduğunu belirten ı Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Sualtı Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz, 3 bin 500- 3 bin 600 yaşlarında olan batığın muhtemelen Girit’e gitmekteyken fırtınadan kaçamayarak batan bir gemiye ait olduğunu söyledi. Öniz, “Bu bakır külçelerin önemli bir özelliği var. O günlerde bölgeye egemen olan güç Mısırlılarsa bölgedeki devletler, örneğin Kıbrıs ya da Minos sarayları ya da Asurlular vergilerini Mısırlılara bu bakır külçelerle ödüyorlar” ifadelerini kullandı.
Batıkta bakır külçelerin (ingot) o döneme ait her formuna rastladıklarını belirten Doç. Dr. Öniz, “Böylelikle biz, Doğu Akdeniz ticaretinin M.Ö. 16. yüzyılda nasıl yapıldığıyla ilgili ipuçlarına da ulaşmış olduk” diye konuştu. Öniz, 1999 yılından bugüne kadar gerçekleştirdikleri su altı arkeolojik kazı çalışmalarında Antalya ve Mersin illeri sınırları içinde yaklaşık 350 batık tespit ettiklerini söyledi.
38 kişilik ekibin görev yaptığı kazının, su altındaki dünyanın en derin kazılarından biri olduğunu vurgulayan Öniz, “Suyun 45-55 metre derinliğinde sürdürdüğümüz bu çalışmada üst teknoloji kullanıldı. Su altı robotlarıyla dalış emniyetleri alındı. Denizin içindeki tüm dalgıçların hareketleri, dalış emniyeti açısından anbean takip edildi. Bu çalışma internet üzerinden de dünyanın her yerinden izlenebilecek bir teknolojiyle yapıldı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden su altı hekimleri de bizimle birlikte görev yaptı. Basınç odamız vardı.
Ve böylelikle çok derin bir kazı olmasına rağmen su altı hekimlerinin gözetiminde emniyetli dalışlar gerçekleştirildiği gibi bu hekimler çıkan her dalgıç üzerinde de detaylı incelemeler yaptı. Bu da ayrı bir bilimsel makaleye dönüştü. Yani bir yandan su altı arkeoloji çalışması yaparken bir yandan da su altı tıbbıyla ilgiliyle uzman hekimler de bizimle birlikte çalışmış oldu. Bu kadar detaylı ve bu kadar üst teknoloji kullanılan bir kazı, dünyada da ilk kez gerçekleştirilmiş oldu.” dedi. Doç. Dr. Hakan Öniz, batıktan çıkarılan eserlerin Antalya Bölge Laboratuvarı’nda koruma ve onarım işlemlerinin devam ettiğini de söyledi.