Saadettin Gürcan
Türk, İngiliz, İtalyan ve Alman arşiv ve dokümanlardan faydalanarak hazırlandı
Refah şilebinin Doğu Akdeniz’de, Atılay denizaltısının ise Çanakkale Boğazı yaklaşma sularında batması; Türk askeri deniz tarihinin en büyük acılarından ikisiydi. İki trajik olayda 206 kişiden toplam 164 denizaltıcı personelini kaybeden Türk Denizaltı Filosu büyük yara almıştı. Aradan geçen yaklaşık 82 yılda iki olayın da tam nedeni belirlenemezken, akademisyenler ve askeri tarihçiler araştırmalarını sürdürüyordu. Emekli Deniz Kurmay Albay Bora Serdar, Türk, İngiliz, İtalyan ve Alman arşiv ve dokümanlardan faydalanarak hazırladığı “Refah ve Atılay Faciaları Denizaltı Filosu Tarihi” isimli kitabıyla bilinen gerçekleri değiştirdi.
Refah şilebi ve Atılay denizaltısının kaderini belirleyen bu olayları araştırarak sır perdesini aralamak istediğini belirten Bora Serdar, “Denizaltıcılar Birliği Derneği’nde görevli iken bu belirsizlikleri ortadan kaldırmaya karar verdim. Sisli ve zorlu bir seyre çıktığımın farkındaydım. Denizaltıcı subay gözüyle 3 yıl boyunca arşiv ve saha araştırması yaptım. Atatürk’ün dediği gibi, tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemliydi. İlham kaynağım, çok geç kalınmış olmasına rağmen, geçmişe dair bilinmesi gerekenleri doğru bir şekilde gelecek nesillere aktarmak ve Akdeniz ve Ege Denizi’nin derinliklerinde yatan şehitlerimize borcumuzu ödemekti” dedi.
“Refah’ı İtalyan denizaltısı batırdı”
Serdar, “Refah hakkında doğru bilinen yanlış çoktu. Nasıl batırıldığına dair ortaya atılan iddiaların hangisi doğruydu? En güçlü olanı İtalyan denizaltısıydı. Yaptığım araştırmada ben de bu sonuca ulaştım. Ama bu iddianın teyide ihtiyaç vardı. Talebim üzerine dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal’ın emriyle İtalyan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile başlatılan askeri yazışmalar sonunda arşiv kayıtlarındaki iki doküman referans gösterildi. Böylece Refah şilebini batıranın İtalyan “Ondina” denizaltısı olduğunu resmi olarak bildirdi. Ondina denizaltısı sadece Refah şilebini batırabilmiş, kendisi de bir yıl sonra İngiliz gemileri tarafından Kıbrıs-Lübnan arasındaki sahada Akdeniz’in sularına gömülmüştü.” dedi.
Atılay ise Alman mayınına çarptı
Bora Serdar, “Donanma Komutanlığı, Atılay denizaltısının bir mayına çarparak battığı sonucuna varmıştı. Atılay’ın gerçek yeri 50 yıl sonra Selçuk Kolay tarafından bulundu. Atılay’ın 1. Dünya Savaşı’ndan kalan İngiliz mayınına çarparak battığı düşünülüyordu. Araştırmamda Atılay’ı batıran mayının İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan Alman mayını olduğu sonucuna ulaştım. Bu sonuç, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Lalahan Deniz Genel Arşiv Müdürlüğü’nden ve Selçuk Kolay sayesinde ulaştığım Alman arşivinden çıkan iki belgeye dayanıyordu. Böylece Atılay genelinde kabul gören iddia anlamını yitirirken 81 yıllık sır da çözülmüş oldu. Refah faciasından kurtulmayı başaran denizaltıcı Makine Başgedikli Ziya Lodos, Makina Üstçavuş Cemalettin Dinçer ve Makine Gedikli Onbaşı Kemal Dağaşan ne yazık ki bir yıl sonra Atılay faciasında şehit olmaktan kurtulamayacaktı. Seyir Üstçavuş Ömer Öney ise Dumlupınar faciasında hayatını kaybedecekti.” dedi.
Gelecek kuşaklar gerçeği öğrenmeli
1996 yılında Yunanistaan ile yaşanan Kardak olayını en iyi anlatan kitabı yazan Bora Serdar, kitabını resmi arşivlerden faydalanarak yazdığını söyledi. “Şehit yakınlarıyla yaptığım söyleşiler benim için çok değerliydi. Acılar tazelenirken yıllardır süren suskunluklar sona eriyordu. Ancak bazı şehit yakınları konuşmak dahi istemedi. Kırgınlardı. İngiliz ve Alman açık kaynakları, TRT, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Genelkurmay, Deniz Kuvvetleri (Lalahan Genel Deniz Arşiv Müdürlüğü, Beşiktaş Deniz Müzesi Komutanlığı Arşivi ve Donanma Komutanlığı Deniz Tarihi Arşivi) ve Dışişleri Bakanlığı arşivleri tarayarak eserimi ortaya koydum. Gelecek kuşaklar gerçeği bilmeli. Tarihini bilmeyenler geleceklerini gösterecek pusuladan mahrum kalırlar. Bu çalışmayla deniz tarihimizin iki büyük olayı arşiv çalışmasına dayalı olarak resmiyet kazandı ve tarih gerçeklere dayalı olarak gelecek kuşaklara aktarıldı.” dedi.
Derinlerde dinmeyen 2 acı
Refah şilebi, savaş öncesi İngiltere’ye sipariş verilen Reis sınıfı 4 denizaltıyı (Murat Reis, Burak Reis, Oruç Reis ve Uluç Reis) teslim alarak Türkiye’ye getirmek için Mersin’den yola çıkmıştı. 23 Haziran 1941 günü 200 kişiyle ilerleyen Refah torpillenerek batırılırken bir İngiliz subay dahil 168 kişi hayatını kaybetmişti. 28 kişi ise tek filikayla kurtularak Karataş Feneri’den sahile çıkmıştı. 4 kişi de aramalarla bulunmuştu. 167 şehidimizden 125’i denizaltıcıydı. Atılay ise ismini Kemal Atatürk’ün verdiği dört denizaltıdan (Atılay, Saldıray, Yıldıray ve Batıray) biriydi. 14 Temmuz 1942 tarihinde Çanakkale Boğazı yaklaşma sularında mayına çarparak battı. 40 kişilik Atılay personelinden o gün ikmal edilecek malzemeler için Çanakkale’de bırakılan er Ahmet Bağdat kurtuldu.