DENİZ SAYGI VE YARDIMLAŞMA DUYGUSUNU KÖRÜKLER
Bu kültüre sahip olmak için mutlaka denize karamızın olması gerekmemektedir. Saygı, görgü ve yardımlaşmanın temel alındığı denizcilik kültürü denizden elde edebileceğimiz her türlü kaynağın artarak nesiller boyu sürdürülebileceği bir alandır. Kıyı balıkçılığından, yük ve yolcu taşımacılığına kadar deniz yer altı kaynaklarından balık yetiştiriciliğine kadar yetişmiş sporcudan dünya denizlerinde yelken açan denizcilerimize kadar uygulanması gereken bu saygı, görgü ve yardımlaşma kuralları toplumun her kesimi tarafından uyulması ve öğretilmesi gereken kurallardır.
İç Anadolu bölgesinde tarım ile uğraşan bir çiftçi bilinçsiz kullandığı gübrenin yağmur ve nehirler ile denize taşındığını ve sonrasında avlanıp sofrasına gelen balığı zehirlediğini bilerek davranması, denizcilik kültürünün denizden uzak bir bölge de de gelişmiş olması gerektiğini gösterir. Limanlarımızın, marinalarımızın, barınaklarımızın gelişmişlik yönünden yeterli olduğu kadar denizcilik kültürünün arttırılmasındaki rolleri de oldukça büyüktür. Bünyelerinde gerçekleştirecekleri etkinlikler ve eğitimler ile denizciliğimizin gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Diğer yandan denizcilik kültürünün temelinin atıldığı kulüplerimiz düzenledikleri ulusal ve uluslararası organizasyonlar ve bu organizasyonlara yetiştirdikleri sporcular ile denizcilik kültürünün küçük yaşlarda öğrenilmesine ve yayılmasına büyük katkıda bulunmaktadırlar. Tüm bu katkı sağlayan alanlara eğitim kurumlarımızı da eklediğimizde denizcilik kültürü konusunda son derece gelişmiş bir ülke olmamıza engel bir durum gözükmemektedir.
Ülkemiz sahillerinde gerek turizm amaçlı gerekse taşımacılık veya avcılık için seyir yapan her teknenin denizi ve denizciyi koruyarak hareket etmesi bizim kadar eşsiz sahilleri, bol çeşit balığı ve dört mevsimi yaşatan iklimi olan bir ülke için olmazsa olmazdır. İşte denizcilik kültürü tam olarak bu saydıklarımıza sahip çıkmayı ve koruyarak geliştirmeyi gerektirmektedir.