Deniz Kartalı

İLK TÜRK BUZUL KAŞİFİ OLACAK KADAR KARARLI VE CESUR… ANTARKTİKA’DA 50 GÜN BOYUNCA YAPAYALNIZ

Modern zamanların cesur kaşifi…
Bilinmeyenin, yapılmayanın peşinden koşan bir hayalperest…
Doğanın insan aklı ve bedeniyle uyumunu ispat etmeyi isteyecek kadar doğa sever…
50 gün boyunca 1000 km’lik buzul üzerinde tek başına kalmayı göze alabilecek kadar maceraperest…
Sporun insana kattığı değerlerin farkında olan, kendine güveniyle şimdiyle kadar hiç bir Türk’ün cesaret edemediği zorlu geçişe gönüllü olan Ali Rıza Bilal…
Extreme-Doğa sporları açısından çok zengin bir cağrafyaya sahip olan ülkemizin yetiştirdiği ender ve başarılı sporculardan biri olan Ali Rıza Bilal, aklın ve hayalin sınırlarını zorlayan bir yarışa başladı. Gözlerin sadece beyazı görebildiği Antarktika kıtasının 1000 km’lik geçişini eksi 40 derecede tek başına yürüyerek geçmek için kendisini geliştiren doğa sporcusu Ali Rıza Bilal, Güney Kutup Kaşifi Ronald Amundsen’in kutba gitmeden önce antrenman yaptığı yer Hargendervida’ya giderken sorularımızı yanıtladı.
Dünyanın açık hava laboratuvarı, buzul ve bilinmezliklerle dolu Antarktika’nın Messner Rotası’na büyük moralle hazırlanan Ali Rıza Bilal, cumhuriyetimizin 100. yılında şanlı bayrağımızı beyaz kıtaya dikecek kadar kararlı.

İLK TÜRK BUZUL KAŞİFİ OLACAK KADAR KARARLI VE CESUR… ANTARKTİKA’DA 50 GÜN BOYUNCA YAPAYALNIZ
138 views
27 Şubat 2024 - 14:42


Sizi tanıyabilir miyiz? Genç yaşta başladığınız kürek sporuyla ekstrem sporlara adınızı yazdırdınız. Spora bakış açınız ne zaman şekillendi?

Spora, 5.5 yaşında jimnastikle basladım. Sonra Efes Pilsen’de basket oynadım ve çok uzun yıllar sürecek kürek serüvenim başladı. Dünya şampiyonasında madalya, kürek sporunda olimpiyatları ilk kez temsil etme başarılarını gösterdim. Olimpiyat meşalesi taşıdım. Uzun yıllar takımımla birlikte macera yarışları yaptık bu disipline de dünya üçüncüsü olduk. Ayak basılmamış coğrafyalarda, çöllerde dağlarda yarıştık.
Sonrasında 35’in üzerinde yarım İronman, 5 İronman, 5 Extreme İronman bitirdim. Halen yarışmaya ve öğrencilerimi çalıştırmaya devam ediyorum.


Zorlu doğa koşullarında, insanın sınırlarını zorlayan performans gösteren spor dallarını başarıyla yapıyorsunuz? hangi spor branşlarına mücadele ediyorsunuz?

Yukarıda bahsettiğim sporların dışında dağ bisikleti, arazi koşulları, Seakayak yarışları, cross kayak yarışları devamlı yaptığım ve yarıştığım sporlar arasında.

Türkiye’de ekstrem ya da doğa sporlarına ilgi var mı? bu siklette kaçıncı olabiliriz?

Güzel ülkemizde tabii ki doğal sporlarına ilgi var. Ancak ne Avrupa bir Amerika kıtasındaki ülkelerle boy ölçebileceğimiz sayıda değil maalesef. Düşünün ki Estonya 1.3milyon nüfuslu ülke. Bu ülkede ki yapılan sea kayak yarışına 4 bin seakayaklı insan girip yarışıyor. Birde bu yarış 100km. Öyle 5-10km filan değil. Ülkemizde ki sea kayakları toplasan 1000’i geçmez. Extreme spora ilgiyi buradan anlayabiliriz belki. Tabii konu ekonomiye de dayanıyor. Ama her extreme spor para gerektirmez. Dağa koş, dalgalı denizde yüz bunlar parayla değil. Ayrıca her insanın extreme anlayışı da farklı. Ben 100km akarsuda kürek çekerken bana extreme oluyorsa belki sen sadece deniz kenarında ki kayaların üstünde koşmak sana extreme geliyordur. Diyeceğim o ki herkesin extreme kendine kadar.

İlham kaynağınız nedir? Sizi harekete geçiren manifestonuz nedir?

Bu güzel soru için çok teşekkür ediyorum. Küreğe başladığım zaman ilk yabancı antrenörum Sırba Saratlic, milli takım aday kampında videomu çekmişti. Akşam tüm adayları videodan izleyip tek tek hatalarını söylüyordu. Sıra bana geldi. Dakikalarca seyrettik. Antrenor hata bulamadı. Acayip gururlandım. Koltuklarim kabardı. Son karede kürek çekerken beni videoda dondurdu ve tüm milli takıma dönüp “Anlattığım tüm hataları burada görebilirsiniz” dedi. Tabii onlarca sporcu kahkahaya boğuldu. Beni tahmin edersiniz rezil oldum, kızardım ve çok bozuldum. Halbuki en iyi teknikle kürek çektiğimi sanıyordum. Ertesi gün akşam idmanında suda yanıma yanaştı. Çok kızgındım suratına bile bakmak istemiyordum. “Dur” dedi.” Bak sen çok gençsin. Genç yaşta tekniği düzeltmek çok daha kolaydır” dedi. Ama önce bunu gerçekten istemen gerek dedi. Tabii antrenörum Sirba, bunları bana İngilizce anlatıyordu. Son sözü şöyle oldu.

“Ali, you just say i want i can”

O günden sonra antrenörümün dediği söz bana motto oldu. Ve nasılsa ünlü spor markası da bir kaç yıl sonra benim mottomu kullanmaya başladı. Bu motto ile aynı yıl uluslararası yarışta birincilik, bir yıl sonra gençler Dünya 5’iliği, hemen ertesi yıl Ümitler Dünya 3’lüğü ve olimpiyat oyunlarına katılma başarısı geldi. Mottom bu. İstersem yapabilirim.

Şimdiye kadar hangi başarıları elde ettiniz? Hangi ekspedisyonlarda yarıştınız?

Kürek: Balkan şampiyonlukları bir sürü Türkiye şampiyonlukları, Gençler Dünya 5’liği, Ümitler Dünya 3’lüğü, Türk kürek tarihinde ki ilk olimpiyat kürekçisi,

Macera yarışları: Ekspedisyon dalı macera yarışı Dünya 3’luğu, Abu Dhabi Adventure Race yılın çaylak takımı ödülü. Sanıyorum ülkemizden 3 ayrı dalda Dünya Şampiyonası’na katılıp yarışan tek sporcuyum. Kürek, macera yarışı ve lronman.

Herkesin cesaret edemeyeceği ve hem mental hem bedenen çok iyi hazırlanmanız gereken kutup geçişini merak ediyoruz… Kutup geçişinin detaylarını anlatır mısınız?

12 yıldır hayalini kurduğum bir proje. Şimdiye kadar ülkemizden kimse yürüyüp Antarktika’yı arşınlayarak Güney Kutup noktasına gidip de bayrağımızı dikmemişti. Yıllar önce Nasuh Mahruki ile sohbet ederken, hiç kimsenin yapmadığı bir şeyi yapıp sonra paylaşmak istiyorum. Ancak dünyada keşfedilmemiş yer kalmadı yahu, geç kaldık dedim. O da bana “Keşfeden ilk Türk ol sende o zaman” dedi.

Haklıydı. O zaman haydi zor olandan başlayayım (o zaman öyle sanıyordum Kuzeyde çok zor:-)) Güney Kutbuna gideyim dedim.
Araştırmalarım sonucu sadece bir sirektin Antarktika da lojistik operasyon yaptığını öğrendim. Yazışmaların ardından 110 bin Euro’ya mal olacağını hesapladım. Etrafımda projeyi paylaştığım bankacı arkadaşım “Biz sana sponsor olabiliriz bir konuşalım” dedi. Konuşmalar toplantılar derken herkes projeyi onayladı. Sözleşme imza aşamasında banka projenin yapılmayacağını söyledi. Nedeni ise yeni reklam kampanyasında oynatacakları aktöre benim proje bedelimin 10 katını ödeyecek olmalarıydı. Reklam müziği hala kulaklarımda ve dişlerimi sıkıyorum duydukça.

Nerdeyse 1O yıl küstüm. Projeyi beynimin arkalarına ittim. Sakladım. Arada lronman yarışları ile oyalanmaya çalıştım tabiri caizse. 2.5 yıl önce yarışlarla filan kendimi oyaladığım düşüncesini “idrak” ettim. Kendimi kendime tekrar barıştıracak Ali Rıza Bilal adını bir yerlere, en azından hafızalara yazdıracak bir şey yapmamış olmamanın ağırlığı çok bastı.

“Dağ dağa küsmüş kimsenin haberi olmamış ARB dedim. Sıva kolları.”

Antarktika gidebilmek için önce lojistik şirketiyle iletişim kurdum ve bütçeyi hesapladım. Baktım ki sadece para ödeyip gidemiyorsun. Şirketin “Antarktika’da ölüp de başlarına kalma” diye şartları var. Çok iyi kayak bileceksin. Arctik koşullarda hayatını idame ettirebilmeyi bileceksin. Böyle deneyimlerin olacak. Hiç fırtına da çadır kurup çadır söktün mu? Benzin ocağın tıkanırsa donmuş parmaklarımla açıp temizleyebilecek misin? Buzulları geçerken nerede çatlak var düşersen ne yapacaksın? gibi sorulara maruz kaldım. Bende hiç biri yoktu.
Sadece iyi sporcuyum 1000km’yi rahatça kızak çekebilirim.

Şöyle sporcuyum böyle dayanıklıyım desem de kabul edilmedi. O zaman yol gösterin dedim. Güney ve Kuzey kutbuna gitmiş, İceland’ı geçmiş İngiliz ve Hint orduna Arktik eğitimi veren birini önerdiler. İlk eğitim Kuzey Kutbu’na en yakın ada olan Svalbard adasına olacaktı. Tabii hepsi Euro. Dedim ki ya şimdi ya hiç. Bunu istiyorum ve yapacağım. Güney Kutup noktasına gidip bayrağımızı dikeceğimi, bundan hiç bir kazancım olmadığını ve ilk etap için yardım aradığımı bildiren nazik bir mesaj hazırladım. Sonuna da sunu ekledim “Bu işin sonunda darılmaca, çekinmece yok”

Maddi olarak yardım eden de benim için en iyi dost, manevi olarak bana destek veren düşünen de dost.


Sağ olsun beni çok seven dostlarım varmış. Onlardan topladığım destek ve kendi kaynaklarımla Svalbard’a gittim. Eğitimi başarı ile yaptım.
Artık iş ciddiye binmişti. hazırladığım internet sitem ve insanlardan topladığım maddi kaynak vardı. Bu is ya olacak yada olacaktı.

Daha büyük sponsorlar aramaya koyuldum. Bir yandan görüşmeler yaparken diğer yandan arazide belime bağladığım 3 araba lastiğini kızak çeker gibi dağ bayır çekip duruyordum.

İlk sponsorum Woolona markasi oldu. Sonra Enerjisa Üretim ilk ciddi sponsorum oldu. Malzemelerimi alabildim. Ardından QNB Finans Portföy üst düzey sporcu yöneticisinin sayesinde sponsorlarımdan biri oldu. Atabay İlac Ailesi ise ilk günden beri manevi olarak çok destekliyorken, maddi olarak da destekleyeceklerini açıkladılar.

Daha sonra Chamonix’ gidip buzulda çatlak ve kurtarma operasyonu aldım. Zorunlu Kutup ekipman listesini aylarca çalışıp arayıp tarayıp buldum. Zaten Antarktika için kabul edilebilir az sayıda marka var. Ama denemek, alışmak çok önemli.


Haftanın 7 günü kutup yürüyüşüne yönelik çalışıyorum. Estonya’da yaşadığım için devamlı kayak yapma imkanım var. Marla, soğukla ic içeyim. Geçen haftalarda 2 Türk arkadaşımı alıp Lapland’e gidip kayaklarla yürüyüp 3 gece kamp yaptık. Eksi 29 derecelerde yürüdük.

Artık Antarktika için son düzlüğe geldim. Crossing Norveç denilen bir rotayı tamamladık 6 kişiyle. İsveç sınırından başlayarak neredeyse Norveç Denizi yakınlarına kadar indik. Buz, fırtına kış, kıyamet. Şuanda trendeyim ve soruları cevaplıyorum. Son test için yoldayım. 27 şubat  Salı günü tek başıma Norveç’in platolarından bir olan Hargendervida’ ya gideceğim. Burası aynı zamanda Güney Kutup Kaşifi Ronald Amundsen’in kutba gitmeden önce antrenman yaptığı yer. Bu platoda 21 gün boyunca yürüyüp geceleri tek başıma kamp yapacağım. Gelecek fırtına soğukla nasıl başa çıkacağım, uydudan iletişim nasıl kuracağım, hava durumunu nasıl güncelleyeceğim, aletleri nasıl şarj edeceğim, rotasını nasıl izleyeceğim, izleme aletini düzgün çalıştırabilecek miyim? Yemeği yakıtı idareli kullanabilecek miyim, olası problemlerle başa çıkabilecek miyim? Hepsini ben test ederken danışmanım da beni izleyecek. 21 günün hemen sonunda danışmanla buluşacağım. Toplantının ardından, danışman ve daha önce bana eğitim verenler Antarktika’da ki lojistik şirketinin yöneticisi ile görüşüp karar verecekler.

ARB bu işi yapabilir veya yapamaz. Bana göre yaparım. Ancak bilinmez çok.

Kendime güvenim tam ancak tabiat ana her zaman hepimizden güçlü.

Onay alınca artık gerisi lojistik şirketine parayı ödemek

Bunun için hala geri kalan maddi desteği arıyorum.

Buzul ve gizemli kıta Antarktika sizi ne zaman ve nasıl zorlayacak?

Antrenman yapmak benim için zaten yemek içmek gibi. En zoru sponsor aramak. Dosya hazırla, ,kontak bul. Ama doğru kişi olsun. Projeni hayalini anlat ama ona uygun anlat. Sonra haber bekle. Sadece tek kontakla kalma. Onlarca yüzlerce iş koluna bak. Projenle bağlantı kurmaya çalış. Her yolu dene. Aday sponsordan olumsuz cevap gelebilir, hemen Plan B’ye Plan C’ye geç. Ben böyle plan değiştire degiştire, alfabemizi 4 kere dönmüşümdür. Sanırım kutba ayak basınca derin bir oh çekip Vira bismillah ile başlayacağım.


Tabii orası başka bir dünya. Antarktika ana karasında yani suyun bitip karanın başladığı yerden kutup noktasına giden 3 rota var.

Hercules İnnlet, Messner (her dağcı Reinhold Messneri bilir. Onun yürüdüğü rota) ve Axel Heiberg. En çok tercih edilen Hercules İnlet 1130km, Messner rotası 1000km. Açıkçası ben biraz daha ucuz ve kısa olan rotayı seçmek durumunda kaldım Messner rotası. Danışmanlar beni uzun ama biraz daha kolay olan (çünkü sadece Güneye dümdüz ilerleyen rota) önerdiler.

 

Ben kısa ama biraz daha zorlu olan Messner’i seçmek durumunda kalıyorum. Maddi sebepler yüzünden. Hoş arada sadece bir kaç bin dolar fark var. Önce Şili Punta Arenas’a uçup. Tüm ekipmanımı bu lojistik şirketinin deposuna koyacağım. Sonra şirketin özel uçağının Antarktika’da uygun hava bulur bulmaz kalkıp Punta Arenas’a gelmesini bekleyeceğim. Bazen 2 gün bazen 15 gün sürebiliyor hava şartlarına bağlı olarak.


Antarktika’da bu şirketin Union Glacierde yani Union buzulunda istasyonu var. Hatta turistik geziler düzenliyorlar yüksek ücretlerle. Bu kampa gelip son hazırlıklarımı yapıp beni ufak bir uçakla Messner rotasının baslayacağı Ronnie İce Shelf’e indirecekler. Yani deniz ile kara arasında buza. Yürüyüşüme uçak kalkıp tek başıma uçsuz bucaksız buz çölünde tek başıma kaldığımda başlayacağım. Temsili olarak süre de tutulacak. Buzu aşıp ana karaya girdiğimde zaman başlayacak. Lojistik şirketi 7/24 beni izliyor olacak. İki tane İridium uydu telefonum olacak. Her kampı kurduğumda istasyon ile bağlantı kurup iyi olup olmadığımı anlatmam, kısaca günü özetlemem gerek. Sonra doktor ile konuşma olacak. Günde ortalama 20 km yürüyebilirsem 50 günde bitirme ihtimalim var. Tabii bu arada devamlı suratınıza doğru esen katabitik kutup rüzgarı, zaman zaman eksi 40’lara düşen sıcaklık, kutba doğru devamlı çıkan bir eğim zeminin hiç bir zaman düz olmayıp sasturgilerle kaplı olma zorluklarından bahsetmiyorum bile. Tabii birde arkamda 100kg’luk çekeceğim kızak. Ama biliyorum ki istedim ve basaracagım.

Sizi bekleyen sürprizler neler olabilir? Beyaz kıta için hangi hazırlık sürecini geçiriyorsunuz?

Tabii sağlık herşeyin başı sağlık. En önemlisi. Ben sporcu ve eğitmen olduğum için zaten sağlıklı olmaya özen gösteririm. Sponsorlarımdan biride ilaç firması. Gerisine ‘Allah Korusun diyelim 🙂 Haftada 2 kere kuvvet çalışması yapıyorum. Buna ek olarak kışın haftada en az 3 gün kayak. 2 veya 3 kere kızak gibi araba lastikleri çekme, bisiklet ve birde koşu var. Yani her gün antrenman var bazen iki antrenman. Bu aralar oğlumun etkisiyle birde buz hokeyine amatörce başladım.

Sponsor ya da desteğiniz var mı? Destek olursa Türk insanınının fırsatı artar mı?

Yukarıda anlatmıştım. İlk sponsorum Woolona markası oldu. Türk mali Merino icliklerle. Sonra Enerjisa Üretim ilk ciddi sponsorum oldu. Malzemelerimi alabildim. Ardindan QNB Finans Portföy üst düzey sporcu yöneticisinin sayesinde sponsorlarımdan biri oldu. Atabay İlac ise ilk günden beri manevi olarak çok destekliyorken maddi olarak da destekleyeceklerini açıkladılar. TÜBİTAK Kutup Araştırma merkezi de hem bilgi hem de tecrübelerini bana aktarıyorlar. Ancak şu an Kutup Lojistik şirketine ödeyebileceğimin yarısına geldim ki daha Şili’ye hem benim hem de ekipmanlarımın ulaşım sorunu var. Ama ben her şekilde Türk şirketlerine ve devletimize bana destek vereceklerine dair güveniyorum. Her gün kutba biri gidip bayrak dikmiyor değil mi? Dünya üzerinde Güney Kutbuna deniz kenarından kıtayı yürüyerek gidip kendi ülke bayraklarını diken 430 kişi var. Hiç Türk yok. Neredeyse tüm Avrupa’yı feth etmişiz Mısır’a kadar inip, Çin kapısına kadar dayanmışız, ama şimdiye kadar kutuplara gitme düşünen olmamış veya cesaret edilmemiş, bilemiyorum. Ama işte o gün geldi fırsat kapınızda ben gidiyorum. Bana destek olun sizde bu başarıya ortak olun. şanlı bayrağımızı Kutup noktasına dikelim.

KÖŞE YAZARLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
STM’DEN DUVAR ARKASI RADAR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ÇiN UZAY HACMİNİ ARTIRIYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
DAĞIN KRALI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TOPRAK ZAFERE SÜRÜYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
CAM ŞİŞE ATMA ORMANI YAKMA
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SHENZHOU 15 YERYÜZÜNE DÖNDÜ
GÜNLÜK HABER AKIŞI
İSTANBUL PLAJLARI YAZA HAZIR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
HAYDİ GÖLDE BALIK TUTALIM…
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RENK KODLU MARS HARİTASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Bugün Dünya Yunus Günü!
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YUNANİSTAN’DA TREN KAZASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RÖMORKÖR ALABORA OLDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TÜRK GEMİSİ KARAYA OTURDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
EYT 1 YIL ERTELENEBİLİR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ENGELLİLERİN ACI FERYATLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YİNE SINIFTA KALDIK
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SULAK ALANLARI ONARMA ZAMANI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Anneler Günü Kutlu Olsun

Copyright © 2024 Deniz Kartalı. Tüm Hakları Saklıdır.   |   Gizlilik Politikası