Ölümlü varlıklarız sonuçta
Yan etkilerine maruz kalıyoruz her geçen gün
Başkasını bulmak için gitmiyoruz
Kaldık kendimizi bulalım diye bulduk ta
Siper ettik gövdemizi her türlü hayâsızca akına
Ama etrafımızda demir martılar uçuşmakta
Demirden çelikten gökyüzü, güneş, ay, yıldızlar
Gerçek ile hayallerimiz arasında bir demir perde
Soğuk savaş öncesi ya da sonrası soğuk terler döktüren
Bir yalınlık, kızıl bir yaşanmışlık, yalnızlık…
Yüceltmek, yükseltmek istiyoruz kafası romantizme çarpıyor
Bacaklarımızı titreten dar köprülerden geçiyoruz da
Güvertede dirseklerimizi göğe dayayıp dalınca güne,
Aynı gökyüzü altında nefes almak, bir de kavuşmak ihtimali
Varoluş ateşimizi harlıyor.
Yalnızlığımız Araf’ta gibi
Cennet ile cehennem arası bir yer
Gel-git
Derinlere dalmak veya uzay boşluğuna çıkmak
Böyle böyle tamamlıyoruz çileyi inzivaya çekilmeden
Kıyılarda sular çekilir, bizim içimiz,
Ayın suçu yok
Korkularımız üzerine kilit vurduk
Korkmasınlar diye
Gözü pek savaşçılarız
Yüreğimizi soğutmuyoruz kavgaya gücümüz yetsin diye
Kaybedemeyiz bu savaşı, geride bekleyenler var
Tutkunun en yaygın biçimiyle varız içgüdüsel,
Yaşamak için…
Zaman çok gürültülü geçiyor buralarda
Şarkılar ya da gözyaşlarımız, gözümüzü kör ediyorlar
Ayaklarımız serin, uykularımız üşüyor
Yapı taşlarının arasındaki derzleri doldurmak için
Benliğimizde durmadan raspa yapıyoruz
Bizimkisi umuda yolculuk
Hasret gibi duruyor, gurbet gibi
Günebakan gibi umuda döndük yüzümüzü
Yanılmadık şükür, doğa suya hasret biz sevdalara
Kara insanı için kıyısında çay veya keyif veren içilecek mekân
Bizim için ekmek teknesi
Hamuru insan
Sırtını kaşıyacak biri olmalı ya da kese yapacak
Her sabah kalktığımızda kaldırıyor kafamızı emin oluyoruz
Gün doğudan mı gelmiş
Yıkıyoruz yüzümüzü onunla, hayrola diyoruz
Heyamola…
Gökyüzüne bakıyoruz, sonra bulutlara
Akşam yine gökyüzüne, sonra yine bulutlara
Sonra hepsini ufukta eritiyoruz düşlerimiz ile birlikte
Yatıyoruz gelincik tarlalarının üzerine elimizde beyaz papatyalar
Demirde büyümüşler
Kıyılar güzel olduğu için içmiyoruz
Kıyısında biz içtiğimiz için güzel kıyılar
Deli mavinin fiziği var kimyası
Birde metafiziği, onun ve bu yaşadığımızın
Tanrının yaşama dayatmasına karşı direnç mi,
Yoksa onu anlama vesilesi mi ?
Yaman bir ikilem,
Müstesna bir şüphe,
Göğüslerimizde kördüğümler boğum boğum,
Durduğum ya da koştuğum,
Doyduğum ya da boşluğum,
Sunduğum ya da sustuğum,
Umduğum ya da uyduğum,
Korktuğum ya da sarıldığım,
Varoluş ateşinde,
Varlığım ya da yokluğum
İlle de yalnızlığım…
11 HAZİRAN 2023 PODGORICA
KAPTAN TAMER ÇİÇEKDİKEN