Boksörlükten yeşilçam aktörlüğüne
Ağrı’da yaşarken babasının ölümüyle İstanbul’a geldikten sonra fabrika işçiliği, boksörlük ve hamallık yaparak hayatını kazanan Erol Taş, Yeşilçam’ın unutulmaz yönetmeni Lütfi Akad’ın keşfetmesiyle aktör olmuştu. Boks sporunda Türkiye dereceleri olan Erol Taş, kötü adam karakteriyle kavga sahnelerinin vazgeçilmez ismi olurken, 50’den fazla yapımda en önemli rolleri almıştı. 1993 yılında 7. Altın Koza Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülü alarak Yeşilçam tarihine bir kez daha geçen Erol Taş, 1950’lerden itibaren tanıştığı kahvehane işletmeciliğinden hiç vazgeçmemişti. Kendisine tokat atan Arap Sabri isimli kabadayının kahvesini satın aldıktan sonra Yeşilçam ünlülerinin fotoğraf ve anılarıyla zenginleştiren Erol Taş, efsanevi gülüşü ve tatlı diliyle Erol Taş Kahvehanesi markasını yaratmıştı. Kahvehanenin duvarlarındaki Yeşilçam aktör ve aktristlerinin fotoğrafları İstanbul’un en otantik mekanlarından birine hayat verirken, gazeteci ve yazarlardan akademisyenlere kadar binlerce müdavimi yıllarca Erol Taş Kahvehanesi’ne çekmişti.
O günleri hatırlatan hiçbir şey kalmadı
6 kasım 1998 tarihinde 72 yaşında hayatını kaybeden Erol Taş’ın ardından yakın akrabaları tarafından yine kahvehane olarak işletilen mekan 2010 yılına kadar işlevini korudu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün malı olan tek katlı ahşap binanın altındaki Erol Taş Kahvehanesi, kısa bür süre kültür merkezi olarak hizmet verse de 6 yıldır işletilmiyor. Kaderine terk edilen ahşap binanın altında geçmişi hatırlatan hiç bir görsel ürün olmadan bekleyen kahvehanenin otel olacağı öğrenildi. Kahvehanenin zamana yenilmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Erol Taş’ın yeğeni Nevin Taş, duygu dolu sözlerle konuştu.
Yeşilçam’ı anlatan kültür merkezi olmalı
21 yıldır Cankurtaran Mahalle Muhtarı olan Nevin Taş, ” Amcam 1950’lerden itibaren bu semte yerleşmiş. 4 çocuğunu burada büyütmüş. İlk eşinin zamansız ölümü O’na başka bir sorumluluk yükledi. Amcam setlere gitti, çocukları beraber büyüttük. Ağrı’dan gelerek yerleştiği Cankurtaran’ın gerçek bir sakini ve koruyucusu olmuştu. Filmlerdeki babacan tavrını semtte de sergiledi. Issızlığa ve kaderine terk edilen kahvehane binasının olacağını öğrendik. Oysa Yeşilçam’ı anlatan bir kültür merkezi olmasını çok isterdim. Buradaki yaşanmışlıklar zamana yenilmeyecek kadar değerli” dedi.
“İyi yürekli olmamızı isterdi”
Erol Taş’ın diğer yeğeni Volkan Taş ise, Almanya’dan geldiğinde kahvehaneyi canlandırmayı istediğini ama zamana yenilmesi karyısında çaresiz kaldığını söyledi. Volkan Taş, “Amcam bizlere hep iyi yürekli olmanını güzelliklerini anlatır, semtimizle gurur duymamızı isterdi. Şimdi tarihin yok olacağını görmek bizi üzüyor” dedi.