Deniz Kartalı

1957 YILINDA İZMİR’DE YAŞANAN GEMİ KAZASI

Yıl 1957, İzmir açıklarında Amerikan Howel Lykes şilebiyle çarpışması sonucu “İzmir” yolcu gemisi battı. 244 yolcusu bulunan gemide, 4’ü yolcu 5 kişi öldü. O yıllarda yaşanan bu olayı 2016 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nden emekli olan Ali Bozoğlu yıllar sonra tekrar anlattı.

1957 YILINDA İZMİR’DE YAŞANAN GEMİ KAZASI
1.127 views
03 Şubat 2023 - 16:34

İzmir Açıklarında Çarpışan iki gemi

İzmir Gemisi, Kaptan Mehmet Tahir Candaş yönetiminde 2 Şubat Cuma 1957 günü saat 14’00te, 244 yolcu alarak İstanbul’dan hareket etti. M/V İZMİR normal bir seyirle Narlıdere açıklarına kadar geldi, gemi saat 10’00 da İzmir limanına gireceğinden, bütün yolcular hazırlıklarını tamamlamış ve güzel İzmir’in manzarasını gemi güvertesinden seyre hazırlanmışlardı. Gemi Yenikapı önlerine gelmiş ve İzmir Körfezi’nin girişi belirleyen Pelikan fenerlerinin içine girmişti.

Bu sırada İzmir’den hareket eden ABD Bandralı Howell Lykes Şilebi de kendi rotası üzerinde, aynı fenerlere tam yolla seyretmektedir. İzmir Vapuru’nun Kaptan Köşkü’nde gemi süvarisi Tahir Candaş ile ikinci Kaptan Hüseyin Dereli, Amerikan şilebinin anormal seyri karşısında 3 kez düdük çaldılar ve uyarmaya çalıştılar. Ancak Amerikan şilebi yolunu değiştirmek şöyle dursun, süratini azaltmaya bile lüzum görmedi. İzmir Gemisi tam manası ile boğaza girmiş ve son iki fenerin arasına sokulmuş durumdadır.

Her iki gemi arasında çok az bir açıklık kaldığı halde, normal rotasını takip eden İzmir gemisinin süvarisi, Amerikan şilebinin kendilerine yol vermemesi ve bu arada herhangi bir emniyet tedbiri de almaması üzerine, derhal rotasını değiştirip iskele yönüne döndü. Fakat bu defa çok yakın bir mesafede bulunan Amerikan şilebi, rotasını değiştirdi ve sancak yönüne dümen kırdı. Her iki geminin de aynı yönde yol değiştirmiş olmaları, bu üzücü kazanın olmasına sebebiyet vermiştir. Kaza anında Amerikan şilebi, İzmir gemisinin sancak tarafından doğrudan doğruya makine dairesine bindirdi. Bu şiddetli çarpışma neticesinde durumun önemini kavrayan ve İzmir gemisinin batacağına kanaat getiren Howell Lykes, çarpışmadan sonra İzmir Vapuru’nun, bordosundan ayrılmayarak ve burnunu çarptığı yerden çıkarmayarak, M/V İzmir’i gerisin geriye sürükleyerek Narlıdere’nin Derince Mevkiindeki sığlık alana karaya oturttu.

Yüzlerce kadın, erkek ve çocuk birbirine girdi

Bu ani ve şiddetli çarpışma sırasında çoğunluğu gemi güvertesinde bulunan İzmir’in yolcuları bir anda birbirine karıştı, yüzlerce kadın, erkek ve çocuk birbirine girerek feryada başladılar. Herkes canını kurtarmak için şaşkın bir vaziyette oraya buraya koşuşurken, bir yandan da gemi zabitanı gerekli önlemleri almaya başladı ve çok seri bir şekilde cankurtaran filikalarını denize indirip yolcuları tahliye etmeye başladılar. Kaza yeri sahile çok yakın olduğundan, bütün sandal ve motorlar, hemen balıkçılar kazazede İzmir Vapuru’nun yanına geldiler ve gemiden tahliye edilmekte olan yolcuları alarak sahile çıkarmaya koyuldular.

Gemi telsizcisi de, bu durumdan İstanbul’u haberdar etmiş ve kazayı telefonla İzmir’e de bildirerek yardım talebinde bulunmuştur. Sahile çıkarılan yolcular henüz kazanın dehşet ve korkusundan sıyrılmadıkları için şaşkın vaziyette, yavaş yavaş sulara gömülmekte olan İzmir Vapuru’ndan gözlerini uzun süre ayıramamıştı.” Olayı haber alan İzmir Valiliği derhal kaza yerine 3 körfez vapuru gönderdi. Yardıma koşan vapurlardan biri, bugün de Bergama gemisiydi ve kadere bakın ki o da Bremen’de, İzmir Vapuru ile aynı tersanelerde daha 7 yıl önce inşa edilmişti. Olayın duyulmasından sonra, Pasaport İskelesi’nde mahşeri bir kalabalık toplanmıştı. İzmir Vapuru’nda yolcu yakını olanlar olayın dehşetini düşünerek, diğer yandan da tanıdıklarının akıbetini merak ederek Pasaport İskelesi’nde heyecanla bekliyorlardı. Saat 13.30’da Bergama gemisi, ilk kafileyi Pasaport’a getirdi. Tanıdıklarına ve akrabalarına kavuşmanın sevinci içinde gözyaşı dökenlere karşılık, beklediği yüzleri göremeyenlerin oluşturduğu hüzün tablosu ise yürek burkuyordu.

 

İzmir Vapuru battı

Az sonra Amerikan şilebi kendisini gemiden geriye doğru çekmeye başladı. İzmir Vapuru, Ege Denizi’nin mavi sularına gömülürken vefakar ve fedakar denizcilerine de veda etti. Saat 15.00 gibi, güverte tamamen sulara gömüldü. Radar Kulesi de suya gömüldükten sonra, tam deniz hizasına gelen Türk bayrağı, filikalarla direğe yanaşan mürettebat tarafından ıslanmasına izin verilmeden direğinden sökülüp alındı. Şiddetli çarpışma sırasında “kumanyalık” da denilen depoda bulunan Kadir Değirmenci ilk ölen kişi oldu. Gemi personelinin tüm çabalarına rağmen, kumanyacı Kadir Tüzer’ i de kurtarmak mümkün olmamış, zavallı genç de, kumanyalık da kalarak can vermişti. İki Kadir’in kaderi burada kesişmişti. Ayrıca öğle yemeğine ekmek çıkarmak için fırını çalıştıran gemi ekmekçisi Enver Akkoyunlu da içeri dolan sularda boğularak ölmüştü. Kaza sırasında makine dairesinde görevli olan İkinci Çarkçı Yaşar Özdenoğlu da, “Gemi korkunç bir çarpışmanın tesiri ile sarsıldı. Bir şeye çarptığımızı anladığımdan tam yol tornistan yaptım. Sancak tarafından su girdiğini görünce karşı tarafı kontrol etmek üzere o tarafa geçtim. Bu sırada makine dairesini sular bastı, yüzerek kendimi kurtarmak istediğim sırada seyir jurnali aklıma geldi ve derhal dönüp yine yüzerek seyir jurnalini kurtardım. Bir arkadaş da beni suların içinden kurtardı yoksa bende boğularak ölecektim” diyordu. Bir çarkçıbaşı için belki hayatından da önemli olan şey, bütün gezi notlarının tutulduğu jurnaldi ve jurnali kaybetmemek adına gerekirse insan hayatını bile verebilirdi.

244 yolcusu bulunan gemide, 4’ü yolcu 5 kişi öldü.

Bu kaza üç kişi hayatını kaybetmişti Artık M/V İZMİR hareketsiz olarak dev bir balina gibi yatıyordu. Denizcilik Bankası’nın en yeni üç gemisinden biri olan İzmir Vapuru da sulara gömülmüştü. Dönemin bir yazarının deyimi ile “Denizcilik işletmesinin bir yaşındaki gemisi, memleketimizin övüneceği en kıymetli vapurlarından biri olan M/V İzmir gemisi artık bir hatıra” idi.

Geminin batışıyla ilgili soruşturma, gazeteleri aylarca önemli bir konu olarak meşgul etti. Geminin 11 milyon 500 bin liraya sigortalı oluşu, Fransız sigortacıların da İzmir’e gelmesine yol açmıştı. Denizcilik Bankası, Amerikan şilebi acentesi ile kaptanı aleyhine tazminat davası açtı. Cumhuriyet Savcısı Radi Ökbay ve yardımcısı Nevzat Akın soruşturmaya günlerce devam ettiler. Dosya hazırlanırken 15 gemi yolcusu dinlendi. Savcılık iki kaptanı gözaltına aldırmıştı. Bunlar Amerikan Howell Lykes adlı şilebi Yenikale civarındaki fenerlere kadar götürmekle yükümlü olan İzmir Limanı kılavuz kaptanlarından Ziya Denizer ile İzmir Vapuru’nun süvarisi Tahir Candaş’tı.

Ziya Kaptan olay hakkında hiçbir şey söylememiş, sadece İzmir’in çaldığı düdük seslerini işitmediğini söyleyerek, Tahir Kaptan’ı suçlamıştı: “Ben ayarlamış olduğum rota üzerinden gidiyordum. Kaptan Tahir Candaş ise, iki fener arasına girmek üzereyken korkarak şaşırdı ve rotasından çıktı”… Batan geminin süvarisi Tahir Candaş ise, “Limana girmek üzere olduğumuzdan ben de kaptan köşkündeydim. Amerikan şilebinin üzerimize geldiğini görünce üç defa düdük çaldım. Yol vermeyeceğini, süratini kesmeyeceğini anlayınca iskeleye dümen kırdık, onlar da aynı yöne dümen kırınca bize bindirdi” diyordu. Tahir Kaptan, “Vicdanen suçlu olduğuma inansam, gemiden çıkmaz ve intihar ederdim” diyerek suçsuz olduğunu iddia ediyordu.

Olaydan 10 gün sonra, İzmir Vapuru’nda büyük bir patlama meydana geldi ve ambar bölümü infilak etti. Bu patlamanın suların sıkıştırmasından kaynaklandığı belirtildi. Bu arada olayın hukuki sürecinin en ilginç yanlarından biri olarak, iki kaptanın birbirlerini “körlük”le suçlamaları üzerine, savcılık, olay anında iki geminin köşklerinde bulunan herkesi bir göz doktoruna gönderdi. Oysa İzmir Vapuru’nun kaptanı sadece 1,5 numara hipermetroptu…

O yıllarda yaşanan kazayı bizlere, Ali Bozoğlu anlattı. Bu olayla ilgili, “Bu güne kadar Deniz ticaret filomuzda “İZMİR” adını taşıyan pek çok gemimiz oldu. Bunların içerisinde hiçbiri 1955 yılında Almanya’da inşa edilen “İZMİR” gemisi kadar sevilmedi” dedi.

Ali Bozoğlu:

2016 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nden emekli olan Ali Bozoğlu, ilkokul yıllarından beri denizciliğe meraklı olduğunu söylüyor. Bozoğlu, “Eskiden Beyoğlu Aynalıçeşme’de oturuyorduk. Buradan Haliç Tersanesi görünürdü ve oradaki gemiler hep dikkatimi çekerdi. Kadıköy’de Misaki Milli Sokağı’nda ve Moda’da akrabalarımız otururdu. Onları sık sık ziyarete giderdik. Vapura bineceğim için çok heyecanlanırdım. Gemilerin isimlerine bakar, ana makinalarının çalışmasını seyrederdim. O yağ ve stim kokusu o kadar hoşuma giderdi ki anlatamam. 1980 yılında Denizcilik Bankası T.A.O ortaklığına girince, Haliç Tersanesine gidip gemilerin nasıl yapıldıklarını seyrederdim.” diyor ve şöyle devam ediyor: “2001 yılında genel müdürlüğümüzün altındaki Tarih ve Sanat Merkezinde göreve başladığım zaman gazeteci merhum Eser Tutel ile tanıştım. Kendisiyle çok iyi dost olduk. Bana tüm bu bildiklerimi toplumla paylaşmam gerektiğini söyledi. Tutel, Denizcilik Fakültesi Mezunlar Vakfının çıkardığı Denizcilik Dergisinde yazı yazardı. Bir sayısında kendi isminin yanında benim ismimi de yazmış, bir sonraki yazıda ise sadece benim ismimi yazmıştı. Sonra kendisi çok ağır bir hastalığa yakalandı. Bana, bundan sonra bu yazıları sen yazacaksın diye vasiyette bulundu. 2006 yılında kaybettiğimiz Eser Tutel’in bu vasiyeti üzerine araştırmalarımı Denizcilik Dergisinin yanında denizhaber.com adlı internet sitesinde de paylaşmaya başladım. Daha sonra İzmir Deniz Ticaret Odası yayını olan Denize Merhaba adlı dergide yazmaya başladım. İzmir Deniz Ticaret Odası yazdığım yazılarımı 2018 yılında kitap haline getirdi.”

 

KAYNAK:

https://www.kaptanhaber.com/yazarlar/ali-bozoglu/m-v-izmir-1956-1987/100413/

KÖŞE YAZARLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
STM’DEN DUVAR ARKASI RADAR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ÇiN UZAY HACMİNİ ARTIRIYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
DAĞIN KRALI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TOPRAK ZAFERE SÜRÜYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
CAM ŞİŞE ATMA ORMANI YAKMA
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SHENZHOU 15 YERYÜZÜNE DÖNDÜ
GÜNLÜK HABER AKIŞI
İSTANBUL PLAJLARI YAZA HAZIR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
HAYDİ GÖLDE BALIK TUTALIM…
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RENK KODLU MARS HARİTASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Bugün Dünya Yunus Günü!
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YUNANİSTAN’DA TREN KAZASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RÖMORKÖR ALABORA OLDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TÜRK GEMİSİ KARAYA OTURDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
EYT 1 YIL ERTELENEBİLİR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ENGELLİLERİN ACI FERYATLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YİNE SINIFTA KALDIK
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SULAK ALANLARI ONARMA ZAMANI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Anneler Günü Kutlu Olsun

Copyright © 2024 Deniz Kartalı. Tüm Hakları Saklıdır.   |   Gizlilik Politikası