Acil koduyla çağrıldığı Adana’dan bindiği tren ile İstanbul’a gelen Mustafa Kemal’i Haydarpaşa Gar’ında bekleyen bir istimbot (kömürlü tekne) vardı. Takvim yaprakları 13 Kasım 1918 gününü gösterirken emperyalistlerin savaşarak geçemedikleri Çanakkale Boğazı’ndan 3 yıl sonra törenle geçen 55 parça işgalci savaş gemisinin manevra yapmasını bekliyordu Mustafa Kemal. Kadıköy’den Karaköy’e kadar uzanan kara bulutlar altında 2 saat bekleyen Mustafa Kemal, istimbota binip Galata’ya doğru yol alırken yumruklarını sıkıyordu. Can yoldaşı Dr. Ferit Bey ve yaveri Yüzbaşı Cevad Abbas, mavi gözlü devin şimşekler çakan bakışlarındaki hiddeti anlıyordu. İstimbotun pruvasında (ön tarafında) ayakta izliyorlardı kadim İstanbul’un işgal edilişini. Yağmur yeni dinmişti ama puslu havada Türk halkının gözyaşlarını görüyorlardı. O sırada başkomutanın ağzından sadece yaveri Cevad Abbas duyduğu 3 kelime çıktı.
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
6 Ekim 1923, Tek başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Geldikleri Gibi Giderler’ sözünün gerçeğe dönüştüğü gündür. 3,5 yıldır kıtaların kavşağı kadim kenti işgal eden güçlerin komutanı İngiliz General Charles Harrington, Atatürk’ün dediği gibi geldikleri gibi gitmişti.