Fotoğraf: Mehmet Öztabak
Balıklara en az bir kere üreme şansı verilmesi, göç etmeleri ve doğal dengenin korunması için 15 Nisan’da başlayan balık av yasağı 1 Eylül’de sona erdi. 137 günlük aranın ardından 228 gün sürecek balık av sezonuyla ağlarını denize salmayı hedefleyen yaklaşık 20 bin balıkçı teknesi, Türkiye denizlerinde Vira Bismillah dedi. Bilim insanları ve balıkçılar 2007 yılında 633 bin tona ulaşan balık avcılığının 355 bine kadar düşmesinin nedenlerini ararken, Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği (ADYSK) koruma alanlarının arttırılmasını önerdi. ADYSK, İstanbul’un Prens takım adalarının en küçüğü Neandros Adası’nın 1 mil çevresinde bu sezon balık avı yapılmaması için çağrıda bulundu. Halk arasında Tavşan Adası olarak bilinen bölgede Akdeniz’de sayıları çok azalan mercanlara ev sahipliği yaptığını belirterek bir imza kampanyası başlattı. Mercanların tutunduğu kayaların ekosistem için çok önemi olduğunu belirten ADYSK, Marmara Denizi’ndeki pek çok balık türünün adalar etrafında yuvalandığını vurguladı.
FOTOĞRAF: TANER ATILGAN
“Balık ağları mercanları yok ediyor”
Tüm adalar çevresinin balıkların yuvalanma ve üreme alanı olduğunu belirten ADYSK Başkanı Volkan Narcı, “Neandros’un derinlerindeki mercan kayaları denizin akciğeri gibi. Denizde bir yaşam oluşması için yapı taşı görevini üstlenen nadir türler arasında Akdeniz’in nadir siyah mercanı, kırmızı gorgon, beyaz çalı ve küçük gorgon türleri var. Bu türler balıkların yuvalanma, üreme ve beslenme alanı. Ama bu mercanların üzerinde yoğun balıkçılık baskısı ve tehdidi var. Yaşam dinamikleri oldukça yavaş ama uzun ömürlü bu canlıların Marmara’da barınması zorlaşıyor. Balıkçıların ağları mercan dallarına takılarak kırıyor, canlı dokularını yok ediyor. Hayalet ağlar ise mercanları öldürüyor. Ayrıca balıkların geçiş güzergahındaki bu alan av baskısıyla zarar görüyor. Mercan kayaları ekosistem içinde barınan binlerce balık türüne ev sahipliği yapar. Balıklar, üreme ve beslenme devrelerinde bu kayalardan yararlanır. Marmara Denizi’nin akciğeri mercanlardır. Neandoros çevresinde 1 Millik balık av yasağı uygulanması Marmara’nın geleceği için büyük önem taşıyor” dedi.
Fotoğraf: Ateş Evirgen
“Biyolojik koridor koruma alanı ilan edilmeli”
Narcı, “Son yıllarda Marmara Denizi’nde kirlilik yükünün artması, aşırı avcılık ve bölgede dibe atılan ağ, çapa, kurşunlar nedeniyle siyah mercanların yok olduğunu gözlemliyoruz. Mercanlar için IUCN tehlike kategorisi ‘Tehdite Yakın’ belirlendi. Deniz ekosistemimizde eşkina, denizatı, siyah mercan, ıstakoz, Mersin balıkları, yunuslar gibi canlıların nesli tehlike altında. Dil, pisi, tekir, barbunya, kalkan, kırlangıç, kılıç, orkinos, kolyoz ve uskumru balıkları artık görülmüyor. Neandros, aynı zamanda palamut ve lüfer gibi göçmen balıkların geçiş yolunda. Prens Adaları Akdeniz, Ege ve Karadeniz arasındaki biyolojik koridorun atlama taşlarıdır. Göçmen balıkların avlanmamasıyla doğal bir deniz koruma alanı oluşacak, bölgedeki denizel biyolojik çeşitlilik artacaktır. Avrupa Birliği yönetmeliğine göre de bu tür habitatlar üzerinde avlanmak yasaklanmalıdır” diye konuştu.
FOTOĞRAF: ADNAN BÜYÜK
BOTAŞ Hattı ve arkeolojik önemi
Tarım ve Orman Bakanlığı’na seslerini duyurmak için imza kampanyası açtıklarını söyleyen Narcı, “Ambarlı’dan başlayan BOTAŞ Boru Hattı’nın Neandros üzerinden geçerek Pendik’e çıktığı gerçeği de ortada. Türkiye’nin en büyük doğal gaz boru hattının 500 metre çevresinde avcılık, balıkçılık ve taşıma yapılamayacağı kuralı da böylece uygulanabilir. Adadaki sürgün manastırında İmparatoriçe Theodora’nın oğlu Kebanos, Theodosios’un amcası Platon Konstantinos’un sürdürdüğü Vasil Vardas, Bulgar prensi Magistras Pirusianos ile düello eden Vasilios Skliros’un sürgün edildiği düşünülüyor. Patrikler Ioannis, II. Kurkonas, Aftarianos’un kendi istekleriyle Tavşanadası Manastırı’nda inzivaya çekildiği biliniyor” diye konuştu.