Deniz Kartalı

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER… M.K. ATATÜRK- 13 KASIM 1938

Mustafa Kemal’in ‘Geldikleri Gibi Giderler’ cümlesini söylediği tekneyi bulduk diyordu telefondaki ses.

Bu sesin sahibi, 3 yıldır birlikte, Türk Deniz ve Denizcilik Gücünü anlatmaya, yaşatmaya çalıştığımız, onlarca çalıştay ve konferansa imza attığımız Emekli Amiral Cem Gürdeniz olmasa, ciddiye almaz, güler geçerdim.

Yine de temkinli olmak adına ‘Ya.. öylemi’ gibi anlamsız bir cümle çıkmıştı ağzımdan.

Amiral Gürdeniz konuşması sürdürdü ve ‘Yarın Tuzla’ya tekneyi görmeyi gidiyoruz ‘gibi bir cümle ile konuşmasını bitirmeye çalışırken, “Hayır amiralim, Tuzla’ya geliyorsunuz ve sizi teknede bekliyor olacağım’ diyerek konuşmayı sonlandırdım.

GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER… M.K. ATATÜRK- 13 KASIM 1938
Levent Akson - HAVADAN DENİZDEN( leventakson@denizkartali.com )
Havadan Denizden
4.521 views
13 Aralık 2018 - 17:31

“ Geldikleri Gibi Giderler “…

Bu cümleyi hatırlayamayanımız yoktur, ancak hiç araştırdık mı bu cümle hangi tarih ve şartlarda söylenmişti ?

GOOGLE’A GİRMEYİN HEMEN… BEN SİZE KISACA ANLATAYIM

Tarih 30 Ekim 1918 ,

Mondros Ateşkes Anlaşması..

Rauf Bey başkanlığındaki Osmanlı heyeti ağır koşullar içeren bu anlaşmayı 30 Ekim’ de imzalar İngiliz Agememnon zırhlısında.

İngilizler, adeta , Çanakkale mağlubiyetinin öcünü alırlar bu gemide,

Rauf Beyin özel bir ricası vardır İngiliz Amiral Galthorp’ dan; “ Yunan zırhlısı Averof’u İstanbul’da görmek istemiyoruz “.

Amiral Galthrop söz der , Averof İstanbul’ a gelmeyecek.

7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Adana’dadır bu tarihte.

Tüm silahlarını İngiliz kumandana teslim etmesi emri gelir İstanbul’dan.

Adana’daki Halep Palas’ın bir odasında Mustafa Kemal, sinirlendiği anlarda her zaman yaptığı gibi sarı saçlarını elleri ile arkaya tarar ve yüzbaşısını çağırtır “ Bu bir emirdir, elindeki tüm silahları Anadolu’ya, Kuşçubaşı Eşref’in Manisa’daki çiftliğine götürecek, toprağa gömeceksin ve orada benden talimat bekleyeceksin “ ,

7 Kasım 1918

İstanbul’dan , Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’dan tehdit dolu telgraflar gelmektedir ; “ derhal ordunu ve silahların İngiliz Komutana teslim ederek İstanbul’a gel “,

Sarı saçlım , mavi gözlüm mağlubiyeti kolay kabullenecek biri değildir ,

Cevabı daha ağır olur ; “ benim karakterim asla bir düşmana teslim olmaya , silahımı teslim etmeye müsait değildir . Eğer İngiliz donanması İskenderun Körfezi’ne girecek olursa ateş açarım “.

Arkadaşları Fahrettin Paşa (Altay) ve Ali Fuat Paşa (Cebesoy)’ya dönerek ;

“şimdi tüm askerleri savaş nizamında ve silahları ile Ulukışla’ya yürütecek ve benden talimat bekleyeceksiniz , tek bir silah teslim edilmeyecektir “.

Kurtuluş Savaşı’nı beyninde, Adana’da başlatan Mustafa Kemal 10 Kasım 1918 tarihinde Adana’dan trenle İstanbul’a hareket eder.

3 gün süren tren yolculuğu boyunca Anadolu halkı ile sohbet imkanı bulur.

Anadolu halkı açtır, perişandır ama umutludur,

Her istasyonda halk trene adeta hücum eder , çok iyi tanınmaktadır Mustafa Kemal Anadolu’da .

Kim yenmiştir ve durdurmuştur Ankara’ya ulaşmakta olan Rus Ordusunu Çapakçur’da ( Bingöl ) ,

Paşam der Anadolu halkı her istasyonda “ bizi ancak sen kurtarırsın “.

Tren , 13 Kasım günü sabah saatlerinde Haydarpaşa’ya varır .

Karşılamaya arkadaşı Doktor Rasim Ferid ( Talay ) gelmiştir sadece.

Haydarpaşa Garı , terhis edilmiş yaralı, aç, gözleri umutsuzca ufka bakan askerler ile doludur.

Mustafa Kemal ağır ağır yaralı askerlerin arasında yürürken bir ses yükselir ; Mustafa Kemal Paşa Hazretleri..

Hayparpaşa Garı adeta canlanmış ve tüm askerler hazır ol komutuna geçmişlerdir bu ses ile.

Mustafa Kemal ‘ de şaşkındır , bu sesi haykıran askere sorar ; beni nereden tanıyorsun ?

“ Paşam, sizinle Çanakkale’de savaşmıştık “

Peki der askere, şimdi emir geçir ( askerde verilen emri kulaktan kulağa geçirme ) , tüm askerler silahları ile birlikte evlerine dönecek ve benden talimat bekleyecektir.

Yarım saat içersinde Haydarpaşa Gar’ında tek bir asker kalmamıştır.

Doktor Ferid ve yaveri Cevad Abbas ile birlikte sahile inerler, Kartal istimbotu ( o günkü adı: Enterprise ) onları beklemektedir.

Bir gün önce Çanakkale’den giriş yapan işgal donanması 55 parça gemi ile birlikte İstanbul Boğazı’nda demirleyerek adeta çelikten bir duvar örmektedirler İstanbul’a.

Saatlerce kalkış talimatı beklenir Haydarpaşa rıhtımında ve nihayet saat 1500 gibi kalkış talimatı gelir.

55 parça gemiden oluşan işgal donanması demirleme işlemlerini tamamlamıştır.

İstimbot hareket eder . Paşa , yaveri ve arkadaşı İstimbotun güvertesinde işgal donanmasına yaklaşmaktadır.

İşgal Donanmasının aralarından geçerken Mustafa Kemal bir ara yaveri Cevad Abbas’ a bakar ve ağlamakta olduğunu görür, O’nun da gözü yaverinin baktığı noktaya takılır ; Averof zırhlısının altından geçmektedirler. İngiliz Komutan verdiği sözü tutmamış ve Averof’u İstanbul’ a göndermiştir.

İşte o anda, yaveri Cevad Abbas’a döner ve dudaklarından “ Ağlama Çocuk , Geldikleri Gibi Giderler “ cümlesi dökülür.

İşte, bana ve pek çok tarihçimize göre Kurtuluş Savaşı’ mızın başlangıç tarihi ve sözlerini simgeleyen bu tekne elimizin altındaydı ama ne halde ?

Yan yatmış ama batmamış, köprü üstü, makine dairesi ve yaşam mahalli ekipman ve makineleri tamamen sökülmüş, nerede ise ağırlığının yarı ağırlığı kadar su almış son nefesini veriyordu tekne çıktığımda.

Soruyordu sanki o perişan hali ile “çok bekledim sizi, neredeydiniz?”

Tuhaftır, ben de konuşuyordum yaşam mahalline, boş makine dairesine girerken ; “ buradayım, buradayız, seni almaya geldim”

ALESTA

İlk toplantımızı tekneye çıktığımız gün yaptık Amiral Gürdeniz ile, sormasına fırsat bırakmadan “ ben hazırım “ dedim.

Ertesi gün “ Kartal İstimbotunu Kurtarma ve Yaşatma Platformu “ nu kurduk.

Başkan Cem Gürdeniz , Başkan Yardıncısı ve Teknik Komite Başkanı ise bendim.

Önümüzde zorlu bir süreç ve az süre vardı 13 Kasım 2018 tarihine yani Geldikleri Gibi Giderler sözünün söylendiği tarihin yüzüncü yılına.

Büyük bir sorumluluk aldığımın farkında idim, öncelikle 106 yaşında ve yarı batık bu tekne parçalanmadan nasıl çıkarılacaktı ve nasıl bir onarımdan geçip yapım yılı olan 1911 tarihindeki görünümüne kavuşacaktı ?

13 Ağustos 2017

Kartal’ın kurtarma operasyonu başladı.

Bir yüzer vinç , bir romorkör ve iki balık adam.

Yeterli görmüştüm operasyon için.

Balık adamlar yeter ki sapanları , teknenin altından istediğim yerden geçirerek yüzer vincin koçasına takabilsinler.

Bu tür operasyonları bilirsiniz ; bir anda herkes her şeyi çok iyi bildiğini sanıp emirler vermeye başlarlar sağa sola.

Öyle de oldu , ancak gözüm balık adamlarda idi ve operasyonun en önemli bölümü sapanların teknenin altından ve istediğim yerlerden geçirilmesiydi.

Sapanlar, teknenin altından alındı ve yüzer vincin koçasına takıldı.

Artık nefeslerin tutulma anı başlamıştı yüzer vincin haltını vira etmesi ile birlikte.

Önce halatların boşu alındı ve vinç durdu.

Tekne kıpırdamıyordu.

Vincin kaldırma kapasitesi 100 ton ve tekne , içinde alınan makine ve diğer ekipmanlar ile birlikte azami 60 ton.

Demek ki teknenin içinde 40 tondan fazla su vardı.

Hazırlıklı idik, hemen dalgıç pompalar atıldı teknenin içine ve deniz suyu basılmaya başlandı.

İki saat sürdü bu operasyon ancak teknenin içi, biz bir taraftan suyu basarken diğer taraftan da doluyordu.

Liman Başkanlığından alınan sürenin sonuna geliyorduk, risk almaktan öte çare kalmamıştı.

Vira bismillah.

Vinç asıldı tellere ve tekne kıpırdamaya başladı.

Durmadan vira.

Tekne suyun yüzünde yükselmeye başlamıştı. “ dayan Mustafa Kemal’in teknesi dayan “ diyordum.

Teknenin omurgası , üzerinde olduğum yüzer vincin güvertesine kadar gelmişti.

AGANTA

En zorlu bölüm tamamlanmıştı.

Bundan sonra ilk işim komitemi oluşturmak oldu. Her biri Mustafa Kemal’in Askeri , vatansever ve ülkemizin en iyileri bana göre ; Kaptan Adil Tuğcu , Gemi İnşa Mühendisleri İhsan Altun, Tanju Kalaycıoğlu ve Barış Yürek.

Bu kadroya bağlı olarak çalışan Kaptan Serdar Özkan, Gemi İnşa Mühendisleri Özgür Terzioğlu ve Alperen Kızıloğlu.

İşe başlarken, restorasyon konusunda ülkemizde deneyim, bilgi birikimi ve uygulama örnekleri yok denecek kadar az, teknenin 107 yaşında olması nedeniyle çoktan terk edilmiş gemi inşa teknikleri, inşa edildiği Hollanda Tersanesinin 2. Dünya Savaşı sırasında bombalanarak yok edilmesi ve elimizde 90 yıl önce tersanede çekilmiş siyah beyaz bir fotoğraftan başka belge olmaması , bizler için aşılması gereken zorluklar olduğunu biliyorduk.

Dönemin özelliklerini taşıması bakımından bazı malzemeler yeniden üretildi, bazıları ise karanlık bodrumlardan bulunarak sağlandı.

Sayısız toplantılarda, bazen uyuşan bazen çatışan fikir tartışmaları , bazen oy birliği bazen gayet demokratik şekilde oy çokluğuyla alınan kararlar ile yurt dışına varan araştırmalar ve arayışlar sonucunda , kısıtlı imkan ve zamanda sorumluluğumuzu yerine getireceğimize ve görevi başaracağımıza inanıyorduk.

Komite çalışmaları, araştırmaları derken tarih de 1 Ocak 2018 olmuştu

Yani, önümüzde 10 ay gibi bir süre kalmıştı restorasyonun tamamlanabilmesi için.

Amacımız, restorasyonu ayni yardımlar ile tamamlamaktı ki bunda başarılı olundu.

Onarımı Çiçek Tersanesi, teknenin yenilenen tüm çelik saçlarını Sanmar, ekipmanları Uzmar , RMK ve Hidrodinamik Tersaneleri üstlendi.

Tersane masraflarını kısmen Deniz Ticaret Odası karşıladı.

Yine , ekipman bakım ve yenilemelerini, zincir ve demir temini ile muhtelif malzeme ihitiyacımız Baran Mühendislik , Gürdesan , Evren Zincir ve Tamay Denizcilik tarafından tamamlandı.

Teknenin tüm boyasını Nippon Boya üstlendi.

Kuşkusuz, yenilenmesi en zor bölümlerden biri ise ahşap köprü üstü idi.

Bu vesile ile tanıdığım Bosa Yat Olcay Akyıldız inanılmaz güzel bir iş çıkardı.

13 Kasım 2018 tarihine gelindiğinde Kartal İstimbotu gelinlik giymiş bir kız edası ile huzura çıkmaya hazırdı.

Kartal İstimbotunu Kurtarma ve Yaşatma Platform Başkanı olarak en büyük mutluluğum, çocuklarımızın ve gençlerimizin bu eseri ziyaretlerinde Mustafa Kemal’in bağımsızlık ülküsünü, onun sarsılmaz devrimci kararlılığını yüreklerinde hisstmeleridir.

Kartal, sadece bir gemi değil bir mesajdır.

Bugün ve gelecekte , ülkemize kastetmek isteyecek emperyalistler, bu anıt tekneye bakarak, Türk Milletinin şartlar ne olursa olsun teslim alınamayacağını görecektir.

Cumhuriyet ve bağımsızlığımızı hiç bir güç elimizden alamayacaktır.

Bu projeye destek veren binlerce gönüllümüzle birlikte;

Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.

 

LEVENT AKSON

 

KÖŞE YAZARLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
STM’DEN DUVAR ARKASI RADAR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ÇiN UZAY HACMİNİ ARTIRIYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
DAĞIN KRALI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TOPRAK ZAFERE SÜRÜYOR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
CAM ŞİŞE ATMA ORMANI YAKMA
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SHENZHOU 15 YERYÜZÜNE DÖNDÜ
GÜNLÜK HABER AKIŞI
İSTANBUL PLAJLARI YAZA HAZIR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
HAYDİ GÖLDE BALIK TUTALIM…
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RENK KODLU MARS HARİTASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Bugün Dünya Yunus Günü!
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YUNANİSTAN’DA TREN KAZASI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
RÖMORKÖR ALABORA OLDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
TÜRK GEMİSİ KARAYA OTURDU
GÜNLÜK HABER AKIŞI
EYT 1 YIL ERTELENEBİLİR
GÜNLÜK HABER AKIŞI
ENGELLİLERİN ACI FERYATLARI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
YİNE SINIFTA KALDIK
GÜNLÜK HABER AKIŞI
SULAK ALANLARI ONARMA ZAMANI
GÜNLÜK HABER AKIŞI
Anneler Günü Kutlu Olsun

Copyright © 2024 Deniz Kartalı. Tüm Hakları Saklıdır.   |   Gizlilik Politikası