Yüksek Denizcilik Okulu (bugünkü adıyla İTÜ Denizcilik Fakültesi) 1977 mezunu, DEFAV ( İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Sosyal Yardım Vakfı) Başkanı ağabeyimiz Müh. A. İlker Meşe kitabının yazılış hikâyesini arka kapakta okuyucuya böyle aktarıyor. Mezunu olmaktan gurur duyduğum okulumuzdan, İlker Ağabeyden on yıl sonra mezun olma mutluluğuna erişenlerden biri de benim. Rahmetli Halit Gürdeniz hocamız bize de Yönetim, Liderlik ve Protokol dersine gelirdi. Üç tane güverte ve iki tane de makine sınıfı olmak üzere yaklaşık 140-150 öğrencinin katıldığı dersler o zamanki komutanlık binasında, konferans salonunda yapılırdı. Gayet şık takım elbiselerle derslere gelen hocamız, bizim gibi çiçeği burnunda denizcilerin gelecek ufuklarında rüzgârlar estirir, sefere çıkarır, yabancı ülke limanlarına götürür ve düşüncelere de sevk ederdi. Ama bunları bize anlatırken bir denizcinin olmazsa olmazlarını satır aralarında sık sık yinelerdi. Kendisi bir Cumhuriyet çocuğu, bir İstanbul beyefendisiydi. Ağzından düşürmediği birkaç sözünden biri “ Çocuklar sizler gelecekte şanlı Türk bayrağını temsil edeceksiniz. Bunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın” şeklindeydi. Diğer bir sözü ise “Erkek adam da gebe kalır çocuklar, işte bunun için işinizi çok iyi yapın ve kimseye gebe kalmayın” şeklindeydi. Aklımda kalan önemli bir sözü de şuydu:
“Elinize boş bir kâğıt geçerse, ona bir şey yazmasanız bile, o kâğıdın sağ üst köşesine hemen günün tarihini atın”
Daha neler neler öğütlemişti değerli hocamız. Şimdi birçok alışkanlığımı hocamızdan aldığımı görebiliyorum. Moda tabirle hocamız bizim için rol modeldi. İlker Meşe Ağabeyin kitabında söz ettiği ders notlarını halen arşivimde saklarım. Bununla birlikte geçmiş yıllarda hazırladığım bir blogda, gemi adamlarına öğütler başlığıyla bunları yayınlamıştım ( http://amatordenizcilik.blogspot.com/2012/01/)
İlker Meşe Ağabeyin hazırladığı kitaptaki konuları bölümler halinde kısaca değinmeye çalışacağım:
İlk olarak, resmi kurallar ( protokol) ve görgü kurallarının tanımı, protokolün tarihçesi, ilk denizcilik örf ve âdetlerinin nerede ve ne zaman başladığı, denizcilikte batıl inanç ve uygulamalar ve denizcilik geleneklerini içeren bölüm, sayfa 6 ile 25 arasında olup 19 sayfadan oluşmaktadır. Bu bölüm, okuru kitaba ısındıran bölüm olarak kabul edilebilir.
“Akdeniz’in ortak dili: Lingua Franca” ise sayfa 27-31 arasındaki bölüm olup 4 sayfadan oluşuyor. Günümüzde denizcilik dilinde kullanılan birçok sözcük ( mola, vira, laçka, volta, bando vb.) işte bu dilden kaynaklanmaktadır. İlginç bir bölümdür.
Denizlerin Kanunu: Denizci Yasaları, sayfa 34-40 arasındaki bölüm olup, 6 sayfadan oluşuyor. Bu bölümde ilk denizci yasaları ile korsan yasalarının nasıl paralellik gösterdikleri anlatılmaktadır. Çoğunlukla ülkemize has, yelken armalı teknelerden kalan denizci gelenekleri ise sayfa 40-42 arasındaki sunulmaktadır. Sayfa 42-57 arasındaki bölümde ise ticaret ve askeri denizcilik arasındaki farklar, denizcilik mesleği, iyi bir gemi kaptanı, başmühendisi ve liderde olması gereken özellikler ve çeşitli denizcilik gelenekleri anlatılmıştır. Gemide, okulda örf- âdet ve nezaket kuralları ve giyim, üniformalar ve kıyafet adabı ise sayfa 57-64 arasındaki anlatılmış olup daha çok denizcilik okullarında okuyan ve zabit adaylarına yönelik olarak hazırlanmış ve 7 sayfadan oluşmaktadır.
Son bölüm ise “Cemiyet yaşamında ve meslekte uyulması gereken genel nezaket kuralları” sayfa 73-115 arasında olup 42 sayfadan oluşmaktadır. Sevgili İlker Meşe Ağabeyin kitabını zevkle okudum. Bu kitabın son yıllarda sayıları bir hayli artan deniz temalı kitaplar arasında nadide bir yerde olacağından eminim. Nasıl bizlere Halit Gürdeniz Hocamız rol model olmuşsa, İlker Meşe Ağabeyin de şimdi genç denizci kardeşlerimize rol model olacağı çok açıktır.
Uluç Hanhan- Kılavuz Kaptan
uluchanhan@gmail.com