9 ülkenin savaş gemilerinin boy gösterdiği bölgede devriye gezen TCG Gaziantep ve TCG Oruçreis fırkateyleri Fatih ve Yavuz’a eşlik ederken Seahawk helikopteri 4 gemilik filoyu görüntüledi.

Çok uluslu enerji şirketlerinin akın ettiği Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 5 ülkeyle yaptığı anlaşmalar sonrası gerilim artarken, Türkiye’nin kararlı tutumu devam ediyor. Yaklaşık 1,5 yıldır bölgede olan Fatih enerji platformuna destek olmak için gönderilen Yavuz’un gerekli ön araştırmaları yaptığı, yarın(7 Ekim) ilk sondaja başlayacağı duyuruldu. Haziran ayından beri Doğu Akdeniz’de seyreden Yavuz, geçtiğimiz gün Fatih’in yanına giderken iki enerji platformu ilk kez bir arada görüntülenmiş oldu. Türkiye ve KKTC’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının bulunduğu alanlarda sondaj yapmaları planlanan iki gemiye Türk Deniz Kuvvetleri sürekli refakat ediyor. Herhangi bir saldırı karşısında gemileri korumakla tam yetkili fırkateyn, korvet, hücumbot ya da denizaltılar 24 saat bölgede varlığını sürdürüyor.

Sivil ve askeri donanma bir arada

Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında bölgede bulunan gemilerimiz biraya geldiğinde donanmaya ait TCG Gaziantep ve TCG Oruçreis fırkateyleri de yanlarına geldi. Tam donanımlı fırkateynden havalanan Seahawk savaş helikopteri 2 savaş gemisi ve 2 enerji platformundan oluşan filoyu görüntüledi. İlk kez bir araya gelen 4 gemi gurur verirken, suyun altından gelebilecek tehditlere karşı en az bir denizaltının 24 saat bölgede bulunduğu bildirildi. Hava savunma sistemleriyle donatılan fırkateynlerin yanı sıra Türk Deniz Kuvvetleri’nin refakat görevini İHA, SİHA, deniz karakol uçakları ve helikopterleriyle sürdürdüğü vurgulandı.

Dışişleri’nden açıklama

Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Çağatay Erciyes, Yavuz’un ilk sondajı Kıbrıs adasının güneybatısında planladığını söyledi. Erciyes, sondajın Türkiye’nin Birleşmiş Milletler‘e kayıtlı kıta sahanlığında ve Türk Petrolleri’ne verilen yetkiyle yapılacağını ekledi. Kıbrıs Rum yönetiminin 2003’ten beri Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘nin (KKTC) haklarını ihlal ettiğini vurgulayan Erciyes, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeler konusundaki deniz hudut iddialarını tanımadığını ifade etti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’i uluslar arası hukuka aykırı olarak 13 ayrı parsele bölerek Türkiye’nin hak ve menfaatlerini hiçe saymıştı.

Diplomasiyle desteklenmesi gerekli

Maltepe Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal, “Doğu Akdeniz’de 2 enerji platformu ile hidrokarbon arayışımızın sürmesi çok yerinde bir adım. KKTC ve Türkiye’nin haklarını korumak için atılan bu adım gerekliydi. Kıbrıs Rum tarafı Türkiye’nin bölge ülkeleriyle yaşadığı sorunları fırsat bilerek ‘Oldubitti’ yapmak istiyor. Ama Türkiye bunun farkında. Rahmetli devlet adamı Rauf Denktaş, “Allah, Rumlardan Yunanlılardan razı olsun. Onların fanatizmli bizi dinç tutar, ne yapmamız gerektiğini öğretir” derdi. Evet Türkiye’de bu fanatizm karşısında ne yapması gerektiğini öğrendi. Bu adımların diplomasiyle desteklenmesi gerekli. Bölge ülkeleriyle aşırı sorunlu görünmemiz Rum-Yunan tarafını cesaretlendiriyor. Mısır ile hemen İsrail ile kademeli olarak ilişkilerimizi normalleştirmeliyiz.” Dedi.