Bu toplum aklını başına toplayıp akli selim sahibi siyasiler seçmediği sürece durum daha da kötüye gidecek ve belki de bir gün eyaletlerin birbirinden ayrıldığına şahit olacaksınız…

Yukarıda bahsettiğim makaleden nerede ise 3 yıl geçmiş. Geçtiğimiz Salı günü , Oregon eyaletinin doğu kesiminde bir seçim yapıldı. Oregon eyaletinin tam ortasından gecen Deschutes nehri Oregon Eyaletini ortadan ikiye ayırır.  Doğu da kalan ve 5 ana bölgeyi ihtiva eden ağırlıkla çiftçilikle geçinen ve siyasi olarak tutucu kesimin oluşturduğu bölge ve batı da kalan, daha nemli ve ormanlarla kaplı siyasi olarak da liberal görüşe sahip bölge. Yapılan bu seçim sonucunda, doğu kesimi Oregon eyaletinden ayrılıp daha tutucu olarak bilinen komsu Idaho Eyaletine iltihak etme kararı aldı. Federal hükümet nezdinde yapılan bu seçimin bağlayıcı bir yani olmamasına rağmen yaşayan halkın görüşünü ve arzusunu dile getirdiği konusunda bir şüphe yok ve er veya geç bu seçim sonuçları gerçekleştirilmek zorunda kalacaktır.

Bu tür bir seçim yapılmamasına rağmen aynı doğrultuda davranış ve istekleri New York Eyaletinin siyasi açıdan tutucu olan ve “Up State New York” diye bilinen Kuzey kısmının liberal görüşlere sahip ve eyalet ile ayni ismi taşıyan New York şehrinden ayrılmak için fırsat kollamalarında görebiliyoruz. Bu konuyu daha da öteye götürecek olursak Türkiye’den daha büyük bir yüzölçümüne sahip Texas Eyaletinin uzun bir suredir ABD’den ayrılma ve bağımsızlığını ilan etme sevdaları, tek başına dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip Kaliforniya eyaletinin ikiye bölünme arzuları bu tezi her an gündemde tutmaktadır.

Kutuplaşma had safhada

ABD’deki ayrımcılık ve kutuplaşma gün geçtikçe kendini daha da hissettirerek gündemde kalmakta ve Kasım ayında iş başına getirilen Biden / Harris yönetiminin bu kutuplaşmayı hızlandırdıklarına maalesef şahit olmaktayız. Amerikan basınında United States of America mi yoksa Divided States of America mi terimleri tartışılmaya başlandı bile.

Aret Tasciyan- Aret.Tasciyan@turkpandi.com

İkinci iç savaşına doğru ABD, ‘Hükmet ya da öl” zihniyetinden kurtulmalı